ANASAYFA arrow right Güncel

İdamın getirilmesi demokrasiye ve özgürlüklere darbe vurur

İdamın getirilmesi demokrasiye ve özgürlüklere darbe vurur
YAYINLAMA: 10 Eylül 2020 / 20.59
GÜNCELLEME: 10 Eylül 2020 / 21.29
Doğru Parti Kurucular Kurulu Üyesi Av. Mehmet Emin Durap, son günlerin en çok tartışılan konuları arasında yer alan ‘İdam’ hakkında Sabah’a önemli açıklamalarda bulundu

İdamın tekrar getirilmesinin veya konuşulmasının bile Türkiye’yi Avrupa Birliği’nden ve modern ülkelerden uzaklaştıracağını vurgulayan Durap, idamın tekrar yasallaştırılmasının suç oranlarını azaltmayacağını, demokrasiye, özgürlüklere büyük darbe vuracağını söyledi ve ekledi: “İdamın veya cezaların artması suçun ve suçluların azalmasına neden olmaz.”

İdamın gündeme getirilmesinin hukuki hiçbir tarafı yok

İdam söylemlerinin, gündemi değiştirmeye yönelik olduğunu vurgulayan Durap, “İdam tartışmaları psikolojik sorunları ve ekonomik krizi manipüle etmeden başka bir anlam ifade etmemektedir. Gündemi değiştirmek için Ayasofya ve Joe Biden nasıl gündeme getirildiyse, idam da o şekilde gündeme getirildi. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki idam cezasını barışta ve savaşta yasaklayan iki protokolüne taraftır ve imza altına alınmıştır. Bu taraf olduğu protokollerden dolayı idam cezasının tekrar gündeme getiremez, bu hem yasal değil hem de hukuki değildir. O nedenle idamın gündeme getirilmesinin hukuki hiçbir tarafı yok” ifadelerini kullandı.

Suç oranlarının artmasının psikolojik ve sosyolojik nedenleri var

Av. Durap, suç oranlarının artmasının psikolojik ve sosyolojik nedenlerinin olduğunu belirtti. “Küçük çocukların veya yetişkinlerin gördüğü ve duyduğu şeyleri ‘Hayata nasıl yansıtırım’ dediklerinden dolayı suç oranı artıyor. Toplumda görsel ve sosyal medyanın yanı sıra teknolojinin gelişmesiyle gençlerin, çocukların ve yaşlıların görsel hafızası oluşuyor. Bu görsel hafızalar nedeniyle suç işleme oranları artıyor. Ekonomik krizler, sosyal dengesizlikler, göç gibi unsurlar suçun işlenmesinde etkili” ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Kurulu’nun hiçbir işlevi yok

Doğru Parti Kurucular Kurulu Üyesi Av. Mehmet Emin Durap, Türkiye’nin hukuk üstünlüğü sıralamasında dünya ülkeleri arasında son sıralarda yer aldığını ifade ederken, konuşmasına şöyle devam etti: “HSK üyelerinin tümü Cumhurbaşkanı’nın inisiyatifiyle seçiliyor. HSK’da Genel Sekreterlik mekanizması var. HSK Tetkik Hakimleri, Teftiş Kurulu Üyeleri ve Tüm HSK Personeli Genel Sekreterliğe bağlı iken Genel Sekreterlik ise Adalet Bakanı’na bağlıdır. Adalet Bakanı da iktidarın bağlı olduğu siyasi parti içerisinden geliyor. Yani yargı siyasallaşıyor, tek bir kişinin kontrolü altına giriyor. Yargı bağımsızlığını en çok zedeleyen Cumhurbaşkanlığı Hukuk Kuruludur. Adalet Bakanlığına alternatif bir bakanlık gibi hareket ediyor, tavsiye niteliğinde kararlar veriyor. Tamamen yanlıştır. Zira anayasal olarak hakimlere kimse talimat veremez ve tavsiyede bulunamaz. Adalet Bakanlığı ve HSK varken Cumhurbaşkanlığı Hukuk Kurulu’nun hiçbir işlevi yoktur. Hukukun üstünlüğünü ve yargının bağımsızlığını zedeleyen bir kurul olduğundan kesinlikle kaldırılmalı.” Hüseyin Karataş

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *