ANASAYFA arrow right Güncel

Hukuken ve fiilen avukatlık mesleği itibarsızlaştırılıyor

Hukuken ve fiilen avukatlık mesleği itibarsızlaştırılıyor
YAYINLAMA: 05 Ağustos 2022 / 21.42
GÜNCELLEME: 05 Ağustos 2022 / 21.42
Gaziantep Barosu Avukat Hakları Merkezince mesleğe yönelik saldırılara karşı, bir günlük onur nöbeti tutuldu. Avukatlar, adliye içerisinde broşür dağıttı

Gaziantep Barosu İnsan Hakları Merkezi Üyesi ve Avukat Hakları Merkezi Koordinatörü Av. Ergin Sözen, saldırıların gün geçtikçe arttığına dikkat çekti. “Gerek ekonomik gerek psikolojik gerek fiziksel şiddete maruz kalan avukatlar korumasız durumunda. Hukuken ve fiilen avukatlık mesleği itibarsızlaştırılıyor. İktidar sahipleri ve hukuk mesleğini birlikte ifa ettiğimiz yargı mensuplarınca avukatlar gün geçtikçe daha itibarsız hale getiriliyor” ifadelerini kullandı.

Hâkimin yaptığı yanlıştan biz şiddete maruz kalıyoruz

Gaziantep Barosu Avukat Hakları Merkezi olarak, adliye içerisinde broşür dağıtımı yaptıklarını söyleyen Sözen, “Kalem müdürlerine, savcı ve hakimlere birlikte mesai arkadaşı olduğumuzu hatırlattık, bize yönelen şiddetin aslında hepimize kapsayacağını anlattık. Bu etkinliklerimiz devam edecek. Avukatlar mesleki faaliyetlerini vatandaşın sesi kesilmesin diye yürütüyor. Çünkü amacımız hak yerine gelsin, kanun uygulayıcıları olarak buradayız. Hâkimin yaptığı yanlıştan kaynaklı biz şiddete maruz kalıyoruz. Zaman zaman ekonomik haklarımız gasp ediliyor” dedi. 

Hukuk yoksa hukuk devleti varlığından söz edemeyiz

Sözen, “Fiziksel, psikolojik, ekonomik her türlü saldırı tutuklama sebebi sayılmalı. Bir avukatın şu anda hayatının kıymeti yok. Bürosunda, adliyesinde, iş çıkışında ve her yerde hayatı tehlikeyle karsı karşıya. Bu sadece avukatın hayatına yönelik değil, vatandaşın hak arama özgürlüğüne yönelmiş bir saldırı. Avukat olmazsa savunma hakkı meşrutiyetini yitirirse devletin yaptığı yargılama faaliyetleri ortadan kalkar ve tek taraflı bir idari isleme dönüşür. Hukuk yoksa hukuk devleti varlığından söz edemeyiz” şeklinde konuştu.

Maalesef ülkedeki adalet sisteminin geldiği nokta ortada

‘Maalesef ülkedeki adalet sisteminin geldiği nokta ortada. Gün geçmiyor ki avukatlara yönelik bir şiddet olayı olmasın’ diyen Av. Kemal Akaltun, “Avukatlar, hemen hemen her gün bazen müvekkilleri bazen karşı taraftan ve bazen de vatandaş tarafından şiddete uğruyor ve maalesef bazen ölümle sonuçlanıyor. Avukatlar Türkiye’nin her tarafından şiddete uğruyorlar. Avukatlar dosyanın tarafı değil. Avukatlar vatandaşın hakkını savunan, onlara haklarını hatırlatan, hakimlere kanunun uygulaması için yol gösteren, her türlü uyarıcı nitelikte hukuki desteği sağlayabilecek kişilerdir, ama günümüzde insanlar borçların sebebi olarak avukatları görmektedirler” açıklamasında bulundu.

Herkesin öfke patlaması yaşadığı bir dönemden geçiliyor

Gün geçtikçe şiddet olaylarının arttığını, herkesin öfke patlaması yaşadığı bir dönemden geçildiğini kaydeden Akaltun, “Yakın zamanda Türkiye Barolar Birliği yaptığı taslak açıklamasını Adalet Bakanlığına gönderdi. Biz dosyanın tarafı değiliz, sadece vatandaşın vekalet ilişkisiyle işlerini yapmak zorundayız. Bununla ilgili bir önleme yapılması ve önlemeden sonra caydırıcı nitelikte cezaların olması lazım. Çünkü avukata saldırı yapılıyor ama adliyenin arka kapısından saldırganlar serbest bırakılıyor. Önlem alınmazsa ve caydırıcı cezalar olmazsa saldırılar artarak devam eder” tespitini yaptı.

Şiddet olaylarının tutuklama ile neticelendirilmesi gerekiyor

Av. Sibel Gürsel, “Avukatlara şiddet devam ettiği sürece sıra doktora, öğretmene, savcıya ve hâkime gelecek. Avukata şiddet katalog suçlar kapsamına kesinlikle alınmalı. Çünkü avukat susarsa vatandaşın nefesi kesilir. Bu çok önemli ve ivedilikle yürürlüğe girmesini bekliyoruz. Avukatlar mesleğini icra ederken toplumsal şiddetin veya öfkenin muhatabı olmamalı. Şiddete yönelik önlemler alınmalı, caydırıcı cezalar uygulamalı ve şiddet olaylarının tutuklama ile neticelendirilmesi gerekiyor” diye konuşma yaptı. Âdem Kesenek

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *