Komisyon Başkanı Av. Gülçin Dökünlü, “Bizlerle beraber yaşayan hayvan dostlarımız için herkesten bir parça duyarlılık göstermelerini bekliyoruz. Çok büyük adımlar atmamıza bile gerek yok, herkes evlerinin önüne bir kap mama, bir kap su koysa bile dünyamız güzelleşir. Hayvan dostlarımızın da yaşam hakkı olduğunun bilincine vararak ve ortak yaşam alanlarımızda onların hakkını koruyarak kutlayacağımız nice 4 Ekimlere” şeklinde konuştu.
Dökünlü, “Dünya geneline bakıldığında İspanya'da boğa güreşlerinin, İskandinav ülkelerinde balina avcılığının devam ettiği, gelişmemiş ülkelerde köpek, horoz, tavuk dövüşlerinin sırf insanları eğlendirmek için düzenlendiği, nesli tükenmekte olan hayvanların avlanmalarına devam edildiği, kürklü hayvanların canlarının kürkü kadar değerli olmadığı göz önüne alındığında insanoğlu olarak hayvanların haklarını gerçekten koruduğumuzu söyleyebilir miyiz? Bu acı gerçekler bir yerlerde yaşanmaya devam ederken, hiç olmamış gibi davranıp 364 gün hayvanların haklarını bilmeden sadece 1 gün, 4 Ekim’de kendimizi hayvan haklarını savunan tutkulu bireyler olarak gösterebilir miyiz?” dedi.
Hayvan sevgisi, küçük yaşlarda aşılanmalı
“Kendi ülkemizde dahi hayvanlara yapılan zulüm, işkence ve kötü muameleyi durduramayıp, faillerini cezalandıramayıp, yetkili birey ve kurumları etkili çalışmaya yönlendiremeyip hayvanları koruduğumuzu rahatça söyleyebilir miyiz? Ne yazık ki hayır” ifadelerini kullanan Dökünlü, “Her ne kadar bu işi canla yapan STK’lar ve gönüllüler olduğunu söylesek de bu iş yasal anlamda büyük sorumluluk getiren bir iş. Bu sorumluluğun sadece bir avuç derneğe yüklenilmesi ise hakkaniyete aykırı bir durum. Öncelikle ilgili devlet kurumlarından 5199 sayılı Kanun’a göre üzerlerine yüklenen tüm sorumlulukların mazerete yer vermeyecek şekilde yerine getirmelerini, bu konuda gönüllüler ve STK’lar ile işbirliği içinde olmalarını beklemekteyiz. Unutulmamalı ki hepimiz aynı hakkı savunmak ve aynı amaca hizmet için çalışıyoruz” açıklamasını yaptı.
Evrende insanlardan başka canlılar olduğunu anlamak lazım
Hayvan sevgisinin küçük yaşlarda çocuklara aşılanması için gerekli bilgilerin temel eğitim programına dahil edilmesi gerektiğini kaydeden Dökünlü, “Her resmi kurumun sembolik olarak bir hayvan sahiplenmesi, sistematik olarak beslemelerin yapılması, düzenli olarak kısırlaştırma, aşı ve elzem tedavilerinin sağlanması gibi resmî kurumlara düşen yükümlülükler bulunuyor ve bunların devamlı uygulanması gerekiyor. Biz kendi şehrimizde birçok gönüllü ile bu eylemleri gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Hatta merkezimizin önemli projelerinden biri olan “Mama Bağışı Kampanyamız” bu anlamda büyük destek görmekte ve halen aktif bağış toplayarak gönüllülere destek oluyoruz” dedi.
Gaziantep Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Gülçin Dökünlü, konuşmasını şu cümlelerle bitirdi: “Hayvan Hakları için mücadele eden ve bu hakları korumak isteyen gönüllüler ve dernekler 1822 yılında İngiltere’de bir araya gelerek Hayvanları Koruma Birliği’ni kurdular. Aynı amaçla dernekler birleşerek Hollanda’nın başkenti Lahey’de Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu’nu oluşturdular. 1931 yılında Floransa’da toplanan bu kuruluş dünya üzerinde yok olma tehdidi altında bulunan hayvan türlerine dikkat çekmek üzere 4 Ekim’i Hayvanları Koruma Günü ilan etti. Bugünün amacı; evrende insanlardan başka canlılar olduğunu anlamak, onların yaşam alanlarına müdahale etmemek, yaşama hakkına saygı duymak. Peki o tarihten günümüze Hayvan Hakları ile ilgili neler değişti? Gerçekten hayvanların haklarını gözetip koruyor muyuz yoksa hala hayvanları kendimizden aşağı görerek sömürüyor muyuz?.” Hüseyin Karataş
RSS