Depremin 45. gününde içme ve kullanma suyu temininde hala sıkıntılar yaşanıyor
6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli ve 11 ilimizi etkileyen depremin 45. gününde hem içme hem de kullanma suyu temininde hala sıkıntılar yaşandığını hatırlatan Aydın, “Dünyada en fazla can ve mal kaybına sebep olan deprem felaketlerini yaşayan ülkemizde barajlar, su hatları, lojistik kanallar deprem gerekliliklerine göre inşa edilmiyor. Yine deprem sonrasında bölgede yaşanan sel felaketleri de depremde mağdur olan ve en temel ihtiyaçlarına günlerce ulaşamayan vatandaşlarımıza ikinci bir darbe vurdu” ifadelerini kullandı.
Su kıtlığının çözümünde su tüketiminin sektörler arası dağılımı dikkate alınmalı
Her insan için temel bir hak olan suya ulaşımın, geliri olmayanlara kamusal destekle sağlanması gerektiğini kaydeden Aydın, “Yerel yönetimler tarafından vatandaşlara temel ihtiyaç oranında içme ve kullanma suyu ücretsiz olarak verilmeli. İklim değişikliğinin bölgemizdeki olumsuz etkileri göz önüne alınarak, yeni su politikaları oluşturulmalı. Su kıtlığının çözümünde su tüketiminin sektörler arası dağılımı dikkate alınmalı” çağrısında bulundu.
Aydın, “Ülkemizde 2021 Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre toplam suyun yüzde 71`i tarımda, yüzde 18`i sanayide, yüzde 11`i içme ve kullanma suyu olarak evlerde tüketiliyor. Su israfının önlenmesi ve doğru su kullanım politikalarının oluşturulmasında, sektörel kullanım oranları önem kazanıyor. Ülkemizde nüfusun ve suyun yersel dağılımı birbirinin tam tersi. Bu ters orantı yine doğru politikalar ile düzenlenmeli. Su kaynaklarının sürdürülebilirliği çerçevesinde politikalar oluşturulurken, suyun geri dönüştürülmesi değerlendirmeye alınmalı” açıklamasında bulundu.
Tarım arazileri ve dere yatakları hiçbir şart altında yapılaşmaya açılmamalı
Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, konuşmasını şöyle tamamladı: “Su problemine kriz yönetimi değil risk yönetimi mantığı ile yaklaşılması önem arz ediyor. Bu bağlamda arz ve talebin doğru belirlenmesi ve yönetilmesi, doğru yatırımların doğru zamanda yapılması son derece önemli. Deprem sonrasında yaşanan arz sıkıntıları kriz ve risk yönetiminde sınıfta kaldığımızı ortaya koydu. Tarım arazileri ve dere yatakları hiçbir şart altında yapılaşmaya açılmamalı ve yasalarla koruma altına alınmalı. Yeraltı sularını akıllıca kullanmak, kirlilik ve aşırı tüketimden korumak hedefler arasına alınmalı. Ülkemizde yeraltı sularının bilinçsiz ve yoğun tüketimi toprak bütünlüğüne ciddi zararlar vererek obrukların (çökük) ortaya çıkmasına neden oluyor. Su beka sorunudur, su kaynaklarımızın stratejik bir kitle silahı olarak kullanılabileceği göz önünde bulundurulmalı, sabotaj eylemlerine karşı yönetim politikaları oluşturulmalı ve gündeme getirilmeli.” Adem Kesenek