ANASAYFA arrow right Yaşam

Güvencesizlik, kadınlar açısından mobbingi ve ayrımcılığı artırıyor

Güvencesizlik, kadınlar açısından mobbingi ve ayrımcılığı artırıyor
YAYINLAMA: 29 Temmuz 2021 / 20.51
GÜNCELLEME: 29 Temmuz 2021 / 20.57
Gaziantep KESK Kadın Meclisi, 2 Ağustos tarihinde başlayacak Toplu İş Sözleşmesine ilişkin ortak taleplerini basın açıklaması yaparak dile getirdiler

Gaziantep SES Şubesi TİS ve Hukuk Sekreteri Özlem Çakır, “Çalışma yaşamında esas hale getirilmek istenen güvencesizlik; biz kadınlar açısından mobbingi, ayrımcılığı artırıyor, örgütlenmenin ve hak aramanın önüne geçiyor. Performans yarışı da ev ve bakım yükümlülüğünü taşıyan kadınlar açısından çok daha fazla çabayı gerektirirken, yine baskıyı artıran bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor” açıklamasını yaptı.  

Masada, kadınların talepleri görmezden geliniyor

Çakır, “Her iki yılda bir bugüne dek 5 kez kurulan grevsiz, yetkisiz bir masaya sıkıştırılarak imzalanan toplu iş sözleşmelerinde, kamu emekçilerinin her seferinde daha da katmerlenmiş bir yoksulluğa mahkûm edildiğini, haklarının eridiğini, kadın temsiliyetinin ısrarla reddedildiğini ve kadın taleplerinin görmezden gelindiğini gördük. Bugüne dek kamu emekçileri lehine tek bir kazanıma imza atmayan ve hatta maaş zammı dahi alamadığımız bir toplu sözleşme imzalayan konfederasyon olarak tarihe geçen Memur-Sen’den emekçilerin hiçbir beklentisi olmadığını çok iyi biliyoruz. Hele hele biz kadınların, İstanbul Sözleşmesinin iptalini destekleyen Memur-Sen’den, gölge etmemesinden başka hiçbir beklentisi olamaz. Ayrıca TİS masasını en hafif ifadeyle “uzlaşma” masası haline getirenlerin imzaladığı sözleşmenin nezdimizde bir hükmü de bulunmuyor” dedi.

Kadın talepleri ayrı bir başlıkta ve gündemle ele alınmalı

Grevli, gerçek bir toplu sözleşme yasasının yapılmasını ve kadınların görüşmelerde temsiliyetinin sağlanması gerektiğini vurgulayan Çakır, “TİS görüşmelerinde kadın talepleri ayrı bir başlıkta ve gündemle ele alınmalı, mutabakat metninde de aynı şekilde tek başlık altında toplanmalıdır. ILO standartları ve kamu emekçisi kadınların fiziksel ve sosyal koşulları dikkate alınarak, çalışan hamile kadına doğum öncesi 8 hafta, doğum sonrası 24 hafta olmak üzere en az 32 hafta ücretli doğum izni verilmelidir. Doğum sonrası ücretli-ücretsiz izin ile süt izni kullananlar sosyal ve özlük hak kaybı yaşamamalıdır. Boşanan, boşanma aşamasında olan, fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet ve taciz, ısrarlı takibe uğrayan kadın emekçilerin tayin ve yer değişikliği talepleri herhangi bir belge ibrazı istenmeksizin kabul edilmeli” ifadelerine yer verdi.

İstanbul Sözleşmesi’nin iptalinden vazgeçilmeli

Çakır, 8 Mart’ta tüm kamu çalışanı kadınların ücretli izinli sayılması için yasal düzenleme yapılması gerektiğinin altını çizerken, “Kamu kreşleri yeniden açılmalıdır. Kadın erkek fark etmeksizin en az 50 çalışanın olduğu işyerlerinde, ücretsiz, nitelikli, anadilinde ve gerektiğinde 7/24 hizmet verecek, istihdam biçimine bakılmaksızın tüm çalışanların yararlanacağı kreşler açılmalıdır. İstanbul Sözleşmesi’nin feshi iptal edilmeli, sözleşmenin etkin bir biçimde uygulanması sağlanmalıdır. Kadınların çifte mesaisi göz önünde tutularak erken emeklilik ve yıpranma payı sosyal güvenlik sistemine dâhil edilmeli” diye konuşma yaptı. 

Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi zorunlu ders olarak okutulmalı

Gaziantep SES Şubesi TİS ve Hukuk Sekreteri Özlem Çakır, konuşmasını şu cümlelerle bitirdi: “Nüfusu 50 bini geçen belediyelerde şiddete ve istismara uğrayan kadın ve çocuklar için sığınma evleri açılmalı, sığınma evlerinin uluslararası standartlara uygun hizmet verecek hale getirilmesi sağlanmalıdır. Bu hizmetlerden trans kadınların da yararlanması sağlanmalı” Kamuda toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini ortadan kaldırmak ve kadınların yönetim düzeylerinde yer almalarını sağlamak için cinsiyet eşitliği sağlayan mekanizmalar uygulanmalıdır. Eğitim alanında müfredat toplumsal cinsiyet eşitliği esas alınarak düzenlenmeli, cinsiyet, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim ayrımcılığının ortadan kalkması için okul öncesinden itibaren tüm kademelerde Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi zorunlu ders olarak okutulmalıdır. HPV aşısı (rahim ağzı kanser aşısı) ücretsiz olmalıdır ve özellikle risk grubundaki kadın emekçiler başta olmak üzere 26 yaşından büyük olsalar dahi tüm kadınlar açısından aşıya ulaşımın önündeki engeller kaldırılmalıdır. Talepleri halinde kadınlara regl dönemlerinde ayda 2 gün ücretli izin hakkı tanınmalı.” Hüseyin Karataş

 

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *