ANASAYFA arrow right Yaşam

Gıda güvencesi sağlanamazsa barış ve demokrasi hayal olur

Gıda güvencesi sağlanamazsa barış ve demokrasi hayal olur
YAYINLAMA: 08 Haziran 2020 / 20.19
GÜNCELLEME: 08 Haziran 2020 / 20.48
Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, ‘Dünya Gıda Günü’ dolayısıyla açıklama yaptı.

Dünyada her yıl 400-600 bin arasındaki insanın gıda kaynaklı hastalıklardan hayatını kaybettiğini belirten Aydın, “Eğer dünyada açlık varsa bu yetersiz tarım hayvancılık ürünleri ve gıda arzından değil, adil olmayan gelir ve gıda dağılımından kaynaklanıyor. Gıda güvencesinin sağlanamadığı bir dünyada, savaşların sona erip barışın sağlanması ve demokratik bir düzen içinde yaşayabilmek hayal olacaktır” uyarısı yaptı.

Onur Aydın, “İnsanlık için kâbus olan bu yokluğu ve yoksulluğu yenmek için sorumluluk almak başta kamu, özel sektör ve sivil toplum örgütleri olmak üzere hepimizin ortak toplumsal görevi” şeklinde konuştu.

İnsan sağlığına tehdit oluşturmayacak şekilde korunması gerekir

Aydın, gıda güvencesinin dört boyutu bulunduğunu ve gıda güvencesinin sağlanması için bu dört boyutun da aynı anda gerçekleşmesi gerektiğini kaydederken, “Bunlar, gıdanın bulunabilirliği, gıdaya ulaşılabilirlik, gıdanın kalitesi ve güvenliği. Gıda güvencesi kavramı sıklıkla gıda güvenliği kavramı ile karıştırılıyor. Gıda güvencesi aynı zamanda bir “hak” olup; herkesin yeterli, güvenli ve sağlıklı gıdaya kolayca ve sürdürülebilir bir şekilde ulaşma hakkı olarak tanımlanabilir. Gıda Hakkı; dini, dili, rengi, cinsiyeti ve milliyeti ne olursa olsun her insanın en temel hakkı. Bu birincil hakkın, sağlık hakkı ile birlikte işler hale gelebilmesi için gıdaya erişmenin yanında var olan gıdanın da, insan sağlığına tehdit oluşturmayacak şekilde korunması gerekir” ifadelerini kullandı.

Her yıl 400 ile 600 bin arasındaki insan gıda kaynaklı hastalıklardan hayatını kaybediyor

Gıda güvenliğinin konuşulmaya ve tartışılmaya başlandığını aktaran Aydın, 400 ile 600 bin arasındaki insanın her yıl gıda kaynaklı hastalıklardan yaşamını yitirdiğinin altını çizerken, “Bu da, gıda güvenliğinin yaşamımızın ne kadar değerli bir parçasını oluşturduğunu daha iyi anlamamıza neden olacak. Gıdaların dayanma sürelerini uzatmak için tarihsel süreçte binlerce yıl sonra gelinen nokta aslında özünden hiç de kopmuş değildir. Kurutma, tuzlama, salamuraya yatırma, çeşitli bitki ve baharatlarla daha uzun süre dayanmasını sağlama, fermente etme, yağın içinde hava ile temasını keserek uzun süre koruyabilme, tütsüleme-dumanlama, haşlayarak, pişirerek ısıl işleme tabi tutma, bir gıdayı konserve ederek uzun süreli tüketime sunma ve benzerleri. Yıllar sonra bunların endüstri 4.0 adı altında bilimsel teknolojik uygulamalarla yapılır hale gelmesi bir mühendislik başarısı” dedi.

Tarımda dışa bağımlı ülkeler gıda güvensizliği tehdidiyle karşı karşıya

Aydın, “Covid 19 salgın sürecinde gıda ihracatındaki kısıtlamalardan dolayı tedarik zincirinin bozulması nedeniyle, başta en yoksul ve kırılgan ülkeler olmak üzere tarımda dışa bağımlı hale gelmiş ülkelerde gıda güvensizliği tehdidiyle karşı karşıya kalınmasıdır. Bundan sonraki süreçte salgının, gıda güvenliği ile beslenme dahil olmak üzere daha pek çok derin sosyal ve ekonomik sonuçlara neden olacağı unutulmamalı. Bu salgınla dünyadaki gıda sistemleri olumsuz yönde etkilenecek. Umarız gelinen bu noktada, dışa bağımlı olmayan sürdürülebilir tarım ve gıda üretiminin, ülkelerin gıda egemenliğinin önemi bir kez daha anlaşıldı” diye açıklama yaptı. 

Kamu spotları gibi yayınlar ile halk bilgilendirilmeli

“İnsanları gıda bilimine uygun üretimden, hijyen ve sanitasyondan uzak ürünlerin tüketilmesine davet etmek, bu ülke insanının sağlığını tehlikeye atmaktan başka bir şey değildir” diyen Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, konuşmasını şu şekilde bitirdi: “Bu ve benzeri olaylarla mücadele etmek hepimizin görevi. Herkes için güvenli ve besleyici gıda sağlamanın hükümetlerin asli görevi olduğu ilkesinden yola çıkarak; üreticilerin iyi tarım uygulamaları ve iyi üretim uygulamaları yapabilmeleri için gerekli eğitimler verilerek yaşama geçirilmesi konusunda takipçi olunmalı, denetimler yapılmalıdır. Gerek resmi kontrollerde gerekse sektörde çalışan Gıda Mühendisleri’nin gıda güvenliğinin vazgeçilmez bir parçası olduğu göz ardı edilmemeli, istihdam koşulları yeterince sağlanmalı. Üretim sonrası nakliye ve depolama uluslararası standartlara uygun yapılmalı, tüketicilerin gıda okuryazarlığının geliştirilmesi için, okul öncesi eğitim başta olmak üzere ilk ve orta öğretim müfredatına gıda güvenliğiyle ilgili dersler konulmalı, kamu spotları gibi yayınlar ile halk bilgilendirilmeli.” Hüseyin Karataş

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *