ANASAYFA arrow right Güncel

Gezmemiz, eğlenmemiz yok artık sadece boğazımıza çalışıyoruz

Gezmemiz, eğlenmemiz yok artık sadece boğazımıza çalışıyoruz
YAYINLAMA: 03 Şubat 2023 / 22.16
GÜNCELLEME: 04 Şubat 2023 / 12.41
Türkiye İstatistik Kurumu, 2023 yılının ocak ayı enflasyonunu yüzde 57,68, Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise yüzde 121 olarak açıkladı

Sabah ekibi olarak pazara gittik ve vatandaşa yılın ilk enflasyon rakamını sorduk. Vatandaş, Türkiye’de yaşam koşullarının çok zor olduğunu, ürünlerin çok pahalı olduğunu, Türkiye İstatistik Kurumu’nun rakamlarına inanmadıklarını ifade etti

Türkiye İstatistik Kurumu, 2023 yılının ilk enflasyonunu açıkladı. Enflasyon, ocakta yıllık bazda yüzde 57,68 olurken, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 72,45 olarak gerçekleşti. TÜİK’e göre bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 24,24 ile giyim ve ayakkabı, buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 77,22 ile sağlık oldu.

Artık tane tane alıyoruz

Türkiye’de hayat pahalılığının kendini iyice hissettirdiği şu dönemlerde ister memur ister asgari ücretli isterse emekli, toplumun tüm kesimlerinin alım gücü her geçen gün düşüyor. Vatandaşın uygun diye gittiği pazarda bile fiyatlar geçen yıllara oranla yüzde 100’ün üzerinde zamlanmış. O nedenle pazara gelen vatandaş geçmiş dönemlerde olduğu poşetleri doldurmuyor, ihtiyacı kadar ya da tane tane alıyor.

Fiyatların ateş pahası olduğunu ve el vurulmadığını söyleyen Vatandaş, “Pazar içerisinde bile fiyatlar birbirini tutmuyor. Şu anda ürünleri pahalı olduğundan enflasyonun yüzde 57 değil, yüzde 121 olduğunu söyleyebiliriz. Hayat pahalı. Devlet bir taraftan veriyor, ancak diğer taraftan alıyor. İki kişilik bir aileyiz, haftada bir Pazar gelip ihtiyaçlarımızı alıyoruz. Gezme veya eğlenmemiz yok, sadece boğamıza çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Ekonomi balon  gibi patlayacak

Gökhan Kaya, “Gerçek ortada, söylemeye gerek var mı? Bazı şeyleri yaşayana sormak lazım. Pazar’daki ürünlerin fiyatları ile TÜİK’in rakamları uyuşuyor mu? TÜİK, bu verilere nereden alıyor? Seçimlere yakın her şey daha vahim olacak, ekonomi balon gibi patlayacak. İnsanlar seçimi mi yoksa geçimi mi düşünecek” sorusunu sordu.

Gönül rahatlığıyla doya doya alışveriş yapamıyoruz

Her şeyin güllük-gülistanlıkmış gibi gösterildiğini kaydeden Kaya, “Gönül rahatlığıyla doya doya alışveriş yapamıyoruz. Bir ay önce 380 liraya aldığım çocuk bezini şimdi 450 liraya alıyorum. Vatandaş olarak devlete karşı tüm sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Bunu yaparken, devletinde beni korumasını beklerim. Enflasyon vatandaşı silindir gibi ezdi. Elimizi cebimize atmayı bırakın evimize misafir kabul edemiyoruz” açıklamasında bulundu.

Şu anda hangi ürünün pahalı hangisinin ucuz olduğunu bilmiyoruz

Hasan Küçüktorun, “Pahalılık algısını kaybettik. Çünkü şu anda hangi ürünün pahalı hangisinin ucuz olduğunu bilmiyoruz. Öyle bir duruma geldik ki hiçbir şeye yetişemiyoruz. Domatesin kilogramı 25-30 lira olurken, bir marul 10 lira, insanın en temel ihtiyacı patates ve soğanın kilogramı dahi 10 liranın altında değil. O nedenle gerçek enflasyonun yüzde 121 olduğunu söyleyebiliriz” tespitini yaptı.

TÜİK’in açıkladığı enflasyon gerçeği yansıtmıyor

Vatandaş, “Türkiye İstatistik Kurumu’nun rakamları ile çarşı-pazardaki rakamların birbirini tutmadığını biliyoruz. Dolayısıyla rakamların manipüle edilerek, her şeyin daha iyiymiş gösterilme çabasına vatandaş inanmıyor. O nedenle TÜİK’in açıkladığı enflasyon gerçeği yansıtmıyor. Çünkü açıklanan rakam ile piyasadaki ürünlerin artış oranları birbirinden çok farklı. TÜİK başkanlarının değiştirilmesi kurumda bir sıkıntının olduğunu gösteriyor” şeklinde konuştu.

En acil ihtiyaçlarımız ne ise onu almaya çalışıyoruz

Vatandaş, “Bir buçuk yıl önce çantamı tıka-basa doldururken bile 80-90 lira ödemezken şimdi 400-500 liranın altında tutmayacağını biliyorum. O yüzden en acil ihtiyaçlarımız ne ise onu almaya çalışıyoruz. Geçmiş yıllarda sabit ve asgari ücretliler ev ve araba hayali kurabiliyorken, şu anda bunun sadece hayal edilebildiğini görüyoruz. Maaşlı çalışan bir birisi ne ev ne de araba alabilir, sadece ayakta kalma mücadelesi veriyor. Bu da insanların hayata bakışını ve umudunu etkiliyor” diye belirtti. Ali Göksular

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *