ANASAYFA arrow right Ekonomi

Gelir dağılımındaki adaletsizlik derinleşiyor

Gelir dağılımındaki adaletsizlik derinleşiyor
YAYINLAMA: 26 Mayıs 2020 / 20.00
GÜNCELLEME: 26 Mayıs 2020 / 20.23
İşsizlik, salgın ve gelirin azalması vatandaşı ucuz ürünlere yönlendiriyor

Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, yaptığı açıklamada vatandaşların temel gıda maddelerini almakta sorun yaşadığı tespitinde bulunurken, “Karantina psikolojisi gösterdi ki insanlar gıda temini konusunda panik halinde olabiliyor, arzın talebi karşılayamayacağı ile ilgili şüpheler, tüketici davranışlarına yansıyor. Rekor seviyelere ulaşan işsizlik ve salgın nedeniyle hane gelirinin azalması tüketiciyi ucuz ürünlere yönlendiriyor. Bu durumun gıda güvenliği ve halk sağlığı sorunlarına yol açmasından endişeliyiz” dedi.

Covid 19’un yaratmış olduğu ekonomik darboğazların az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hane gelirini ve gelir dağılımındaki adaletsizliği daha da derinleştirdiğini belirten Aydın, “Yapılan araştırmalar gösteriyor ki en yoksul yüzde 20'nin toplam gelirden aldığı payın salgın öncesindeki değeri yüzde 6,5’ten her iki senaryo çerçevesinde de yaklaşık yüzde 1'lik düşüş ile yüzde 5,6’ya kadar geriliyor. Bu durum gelir payında yaklaşık yüzde 13,8’lik bir azalma anlamına geliyor. Avrupa ülkeleri arasında gelir dağılımı eşitsizliğinde Sırbistan'dan sonra ikinci sırada yer alan Türkiye'de ‘son yüzde 20' olarak adlandırılan en zengin kesim, gelirin yüzde 47,5’ini alıyor. Vatandaşlarımızın gelirinin büyük bir kısmını oluşturan beslenme giderleri artmaya devam ederken gelir düşüyor” diye açıklamada bulundu.

Gıda güvencesi devletin sorumluluğu altında

Aydın, “Her geçen gün fakirleşen halkın sağlıklı ve dengeli beslenememesi, gıda güvencesi bakımından bir ülkenin başına gelecek en kötü durumlardan biri. Sağlıklı ve dengeli beslenemeyen toplumların; eğitim, sağlık, sanat, spor ve bilim gibi alanlarda başarılı olmaları beklenemez. Üstelik bağışıklık sistemi içinde en önemli husus beslenme. Toplumun yeterli ve besleyici gıdalara ulaşması kavramına gıda güvencesi diyoruz ki bu devletlerin sorumluluğu altında” şeklinde konuştu.

Güvenli ve besleyici gıdaya erişmek bir sorun olmaktan çıkmalı

Salgın hastalıklarında diğer birçok hastalık türü gibi bağışıklık sistemi ile doğrudan ilişkili olduğunu açıklayan Aydın, bağışıklık sistemi güçlü olan toplumların sağlıklarının daha iyi olduğu ile ilgili birçok bilimsel çalışmanın bulunduğunu vurgularken, “ Bağışıklık sisteminin de beslenmeyle doğrudan ilgili olduğunu biliyoruz. Tek yönlü beslenme, yetersiz ve dengesi gıda alımı covid salgını ile mücadele de ülkesel ve bölgesel bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Yurttaşların yeterli, güvenli ve sağlıklı gıdaya ulaşması ekonomik ve lojistik giderek zorlaşıyor. Bu konu kamusal politikaların gündemine girmeli; tarımdan tüketici bilincine kadar yapısal değişikliler ile yakın gelecekte güvenli ve besleyici gıdaya erişmek bir sorun olmaktan çıkmalı” ifadelerini kullandı.

Alışveriş yaparken kalabalık ve kapalı alanlardan kaçınılmalı

İhtiyaçtan fazla ürün almanın fazla tüketimi dolayısıyla israfı arttıracağına dikkat çeken Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, konuşmasına şu cümlelerle son verdi: “Özellikle evde geçirdiğimiz sürelerde kalori alımı konusunda dikkat etmeli; eski beslenme alışkanlıklarını değiştirip porsiyonları azaltmaları önerilir. Özellikle gıda alışverişinde etiketli, açıkta satılmayan, soğuk zinciri bozulmamış ürünleri tercih etmek daha sağlıklı ve güvenli olacak. Ürünlerde Tarım ve Ormancılık Bakanlığı’nın kayıtlı ve onaylı işletmelere ait kodlarının olduğunu kontrol etmeleri çok önemli. Havaların birden ısınmasıyla, çabuk bozulan et ürünleri, süt ürünleri ve yumurta muhetivatlı pastlar, tatlılar ve hazır yemeklerin dolaplardan satın alınması, soğuk depo ve soğuk zinciri bulunan market, bakkal ve satıcıların tercih edilmesi zehirlenme riskini düşürecek. Alış veriş yaparken açık alanları tercih etmeleri, kalabalık ve kapalı alanlardan kaçınmaları salgında mücadele açısından önemli. Meyve ve sebze tüketimini arttırmak bağışıklık sistemi ve birçok sağlık sorunu ile mücadelede önemli olduğu bilinmekte. Taklit ve tağşiş riskinin vatandaşın alım gücünün azaldığı dönemlerde arttığını unutmadan, hileli ürün riskinin, ürün tercih sırasında göz ardı edilememesi gerekir.” Hüseyin Karataş

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *