“Gaziantep’te konuta erişimde çok ciddi sorun var"

Kentin tüm bölgelerinde konut fiyatlarının yüksek ve değişkenlik gösterdiğini söyleyen Gaziantep Mimarlar Odası eski Başkanı Hasan Özgür Girişken, “Gaziantep’te konuta erişimde çok ciddi bir sorun var. Hem konut satışı hem de kira fiyatları çok yüksek. Anormal bir fiyata bir konutun satıldığını veya kiraya verdiğini görebiliyoruz” tespitini yaptı. 

Maliyetlerin artmaya devam etmesi firmaları zora düşürebilir

Yılın son 3 ayında maliyetlerin çok hızlı bir şekilde artmasıyla bazı firmaların zora düşmeye başladığını belirten Girişken, “İnşaat sektörü açısından oldukça ilginç bir dönem geçirdik. Faizlerin devlet eliyle düşürülmesi sektörü bir yandan canlandırırken diğer taraftan fiyatları korkunç bir noktaya getirdi. Şu anda faizin düşmesine bağlı talep artışından kaynaklı çok yüksek konut fiyatları söz konusu. İnşaat sektörü maliyet artışlarına ve yüksek fiyatlara rağmen halen canlı. Arsa temini konusunda ciddi sıkıntılar bulunuyor, demir ve betondaki sıkıntılar sürüyor. Bunları yan yana getirdiğimizde 2021 yılında inşaat sektörünü karmaşık bir seyir bekliyor” şeklinde konuştu.

Yerel yönetimlerimiz arsa üretmede başarısız

Belediyelerin yeterli oranda arsa üretemediğine dikkat çeken Girişken, “Arsa üretmek sadece imara açmak değil, o bölgenin alt yapısını da yapmaktır. Ama ne yazık ki yerel yönetimlerimiz arsa üretmek konusunda başarısız. Öncelikle arsa fiyatlarının düşmesiyle vatandaşlar uygun fiyata konut sahibi olabilir. Bugün konut fiyatların yüzde 60’ını arsa maliyetleri oluşturuyor. Bu oranın düşmesi ve en fazla yüzde 30’larda olması gerekiyor.  Belediyelerin önceli alt yapıları tamamlayarak yeni yaşam alanları üretmek olmalı” diye konuştu.

Orta sınıf insanların bahçeli evlerde yaşayabileceği bir arayış içerisine girmeliyiz

Girişken, insanların artık sıkışık, yüksek ve yoğun apartman bloklarında yaşamak istemediğinin altını çizdi. “Bu konut tipi, salgın sırasında kapanma dönemlerinde çok kötü bir etki yarattı. Bahçeli ve müstakil evlerde ciddi bir talep artışı yaşandı, yaşanıyor. Artık yüksek gelirli insanların yaşayacağı villa tarzı müstakil evler üretmek yerine, orta sınıf insanların bahçeli evlerde yaşayabileceği bir arayış içerisine girmeliyiz. Çünkü ciddi bir talep var, ancak şehir planlamasında bugüne kadar bu tür bir konut planlaması yapılmadı. Şu anda bunu değerlendirmemiz gerekiyor. Şehir merkezinde bu talebe yanıt verecek yeterli arsa bulunmadığından şehre yakın olan kısımlarda bağ evlerinin patlama yaptığı bir dönemden geçiyoruz. Belediyelerin 2021 yılında bu talebe nasıl cevap verebileceğini değerlendirmesini bekliyorum” diye açıklamada bulundu.

Ciddi bir düşüş olmazsa en az 2 haftalık tam kapanma gerekiyor

“Türkiye’deki hafta sonları kapanma bir nebze işe yarıyor ama tam anlamıyla salgını durduracak bir çözüm olduğunu düşünmüyorum” ifadelerini kullanan Girişken, salgınla ilgili açıklamasında da, “Eğer vaka ve ölüm sayılarında ciddi bir düşüş olmazsa en az 2 haftalık tam kapanma gerekiyor. Ekonomik anlamda zarar gören esnafın, yurttaşların da devlet tarafından desteklenmesi de gerekiyor. Batılı ülkelerde bu yapılırken esnaf, iş insanı, halk ciddi anlamda desteklendi. Bizim de bunu yapmamız lazım. Kalıcı ekonomik hasar görmemiz için bunlarla ilgili yeni çözümler üretilmeli” ifadelerini kullandı.

Salgın çok sayıda can aldığı gibi sağlık sistemini felç etti

2020’nin çok zor yıl bir olduğunu anlatan Girişken, “Salgın çok sayıda can aldığı gibi sağlık sistemini felç etti, her alanda ciddi yan etkileri oldu. Özellikle İngiltere’den gelen son mutasyon haberleriyle birlikte salgının bir süre daha uzamasının nasıl bir etki yaratacağını hiçbirimiz bilemiyoruz. Bu anlamda toplum, kamuoyu endişeli ve gelecek günlerde neler olacağını hep birlikte göreceğiz, ancak salgın bize birkaç önemli mesaj verdi. Öncelikle salgın yönetimi gibi ciddi bir konuda şeffaf davranılmasının ne kadar gerekli olduğunu yılın son çeyreğinde öğrendik” ifadelerini kullandı.

Gaziantep Mimarlar Odası Eski Başkanı Hasan Özgür Girişken, konuşmasını şu cümlelerle noktaladı: “Uzun bir süre sabit seyreden vaka sayılarının bir süre sonra gizlendiği ortaya çıktı. Eğer Tabipler Birliği, halka gerçek bilgileri vermekte ısrarcı doktorlar, sağlıkçılar, gazeteciler olmasaydı, belki halen sayılar bin 500-2 bin civarında açıklanıyor olacaktı. Bu muhalefetin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu ülkenin her alanda liyakat sahibi meslek insanlarına, meslek örgütlerine ihtiyacı var. Meslek odalarının kapatılması gibi çağrıların topluma ne kadar zarar verdiğini hep birlikte gördük. Dolayısıyla sağlıkçıların sesini ve açıklamalarını dinlemek durumundayız. Vaka sayıların gerçek olarak açıklanmasıyla birlikte halk işin ciddiyetini, ne kadar büyük boyutlarda olduğunu bir kez daha görmeye başladı. Toplumda önceki dönemlere göre hala yetersiz olsa da bir nebze olsun daha temkinli bir tutum olduğunu görebiliyoruz.” Hüseyin Karataş