ANASAYFA arrow right Güncel

Gaziantep için çok güvenli bir şehir demek doğru olmaz

Gaziantep için çok güvenli bir şehir demek doğru olmaz
YAYINLAMA: 24 Mayıs 2022 / 21.27
GÜNCELLEME: 24 Mayıs 2022 / 22.41
Gaziantep’te son günlerde yeniden tırmanışa geçen asayiş olayları, kent halkını tedirgin ediyor. Neredeyse silahların patlamadığı, yaralanmanın olmadığı, şiddetin ve kavganın yaşanmadığı gün yok. Gaziantep, adeta Teksas’a döndü

Gaziantep’te asayişin yeterli olmadığının altını çizen Av. Güngör Sancılı, bireysel silahlanmada yaşanan artışa dikkat çekti. Sancılı, “Sokaklara çıkamaz hale geldik. Gelişmiş ülkeler ve ekonomik refahın yüksek olduğu ülkelerde suç oranları çok az, ama ekonomik durumu zayıf olan ülkelerde de suç oranlarının ne kadar fazla olduğu görülür. Toplumun ekonomik refahı artarsa suç oranları azalır” açıklamasını yaptı.

Sancılı, “Gaziantep, sadece İbrahimli, Emek, Sarıgüllük, Pancarlı mahallelerinden oluşmuyor. Karşıyaka, Düztepe, Cinderesi ve diğer mahalleriyle bir bütün. Bir mahallede rahat bir şekilde gezerken, başka mahallede gezemiyorsun. Gasp ve hırsızlık olayları had safhada. İnsanlar sokağa çıktığında ne ile karşılaşacağını bilemiyor. Dolayısıyla Gaziantep için çok güvenli bir şehir demek doğru olmaz” dedi.

“Gaziantep’in bir yüzü Dubai diğer yüzü ise Pakistan veya Hindistan gibi, orta bir nokta yok. Bir kesim çok rahat bir şekilde yaşarken, diğer kesim ise geçim sıkıntısı yaşıyor. Ekonomik sıkıntılar baş gösterdiğinden insanlar çıkmaz ve çaresiz bir noktaya gelmişler. Bunun neticesinde ise bunalıma girmiş ve tahammül sınırlarını kontrol edemeyecek noktaya gelmişler. Dolayısıyla bunların hepsini bir bütün olarak değerlendirmeliyiz” şeklinde konuştu.  

Çaresiz kalan birisi başkasının canına ve malına kast edecek duruma geliyor

Sancılı, “Ekonomi ne kadar iyi ve kişi başına düşen milli gelir ne kadar fazlayla insanlar kendi ihtiyaçlarını kolay şekilde karşılayabileceği bir seviyeye gelirse kimsenin malına göz dikmeyeceği gibi başkalarının yaşantısı da onu ilgilendirmez. Ancak maalesef insanlar karınlarını doyurma derdinde. Karnımızı nasıl doyururuz, nafakamızı nasıl çıkartırız diye düşünüyor. O nedenle insanlar sadece karnını doyurmak isteyenler, diğer ihtiyaçlarını karşılamakta çaresiz kalıyor. Çaresiz kalan birisi başkasının canına ve malına kast edecek duruma geliyor” tespitini bulundu.

Bireysel silahlanmayı önlemek için ağır yaptırımların olması gerekiyor

Bireysel silahlanmada ciddi oranda bir artışın meydana geldiğini vurgulayan Sancılı, “Bireysel silahlanmanın şartları var. Ama insanlar silahları gizli ve kaçak yollardan alıyorlar. Ekonomik sıkıntılar psikolojik sıkıntıları da beraberinde getirecek. İnsanlar, bir nebze olsun kendi güçlü hissetmek için silahlanma yoluna gidiyorlar. Bireysel silahlanmayı önlemek için ağır yaptırımların olması gerekiyor” diye belirtti.

Her şeyi başı eğitim

Toplumsal ve ahlaki bir çöküş olduğu tespitinde bulunan Av. Güngör Sancılı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Her şeyi başı eğitim. Asıl eğitim aile ve okulda ki eğitimdir. İnsanların eğitim seviyesi geçmiş dönemlere oranla yüksek olsa da ahlaksal eğitimde bir çöküş var. Bu çöküş, ‘Bananecilik’, ‘Sananecilik’e sebep oluyor. Dolayısıyla birinin hakkını gözetmeden, kanunlar hiyerarşisini hiçe sayaraktan kendi adaletimizi sağlama iç güdüsü ile hareket ediyoruz. Bu da hem şahsımıza hem de üçüncü kişilere ciddi zararlar veriyor. Bunların önüne geçmek için yaptırımların sert olması lazım.” Ali Göksular

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *