ANASAYFA arrow right Yaşam

Gaziantep, en fazla çocuk evliliğinin yapıldığı il oldu

Gaziantep, en fazla çocuk evliliğinin yapıldığı il oldu
YAYINLAMA: 04 Mayıs 2021 / 19.20
GÜNCELLEME: 04 Mayıs 2021 / 19.26
UCİM Gönüllü Avukatı Elmas Yeni, ülkemizde yıllardır süregelen sosyolojik temelli en önemli sorunlardan birinin erke yaşta evlilik olduğunu dile getirdi

Gaziantep ve Kilis’te erken yaşta evliliklerin yoğun şekilde yaşandığını ifade eden Av. Elmas, “Güncel TÜİK verilerine göre 2020 yılında, Gaziantep’te 16-17 yaş aralığında 1001 kız çocuğu erken evlilik yapmış, Gaziantep en fazla çocuk evliliğin yapıldığı il olmuş. Gaiantep’i bu sıralamada Şanlıurfa ve İstanbul takip ediyor. Suriye iç savaşı ile birlikte yaşanan yoğun göç dalgasının erken yaşta evliliklerin bu bölgede artmasına sebep olduğu da söylenebilir” dedi.

Yeni, “Tarafı olduğumuz uluslararası sözleşme ve anlaşmalar ekseninde, konuya dair kanuni düzenlemeler revize edilmiş bu düzenlemeler çerçevesinde, ilgili bakanlık kanalı ile çalışmalar yürütülmeye başlanmıştır. Kadın ve çocuk haklarına dair faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının bu konudaki çaba ve faydası da yadsınamaz derecede önemlidir. Son açıklanan TÜİK verileri Türkiye’ de erken yaşta evlilik oranlarının ve erken yaştaki doğurganlık hızının azaldığı yönünde bir tablo çizilse de netice itibari ile açıklanan oranlardan erken yaşta evlilik kavramının ülkemizde hala gözle görülür bir problem olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Tüm faktörler tespit edilmeli

Çocuk yaşta evliliklere yol açan tüm faktörlerin tespit edilmesi, gerekirse şehir hatta yörelere göre kategorize çalışması yürütülmesi gerektiğini anlatan Yeni, “Etkin kapsamlı bir saha çalışması yapılarak evlilik riski altında olan ve evlendirilmiş çocuk sayısı tespit edilmeli. Tabi tüm bu çalışmaların hukuksal alt yapısı oluşturulmalı, devlet kanalı ile yürütülecek bu çalışmalarda ilgili sivil toplum kuruluşları ile koordineli hareket edilmesi de fayda sağlayacaktır. Bölge ve yörelerde bulunan eğitim personeli, din adamları, muhtarlar ve daha birçok kamu görevlisine bu noktada eğitim verilmeli, gerekli donanım sağlanmalıdır. Evlilik kurumunu fiziki, psikolojik ve sosyolojik anlamda anlamlandıramayacak çocukların evlendirilmesi, çocuk istismarı kavramının bir başka boyutta karşımıza çıkışıdır. Çocuk yaşta evlilik vakaları, üzerinde durulması gereken bir konu olup hem sahada hem hukuki alanda etkin çalışmalar gerekiyor” şeklinde konuştu.

Erken yaşta evlilik görünenden daha fazla

Yeni, “TÜİK verilerince 2002 ila 2020 yılları arasında sayımlara bakıldığında 16-17 yaş aralığında kız çocuklarında görülen erken evlilik oranı yüzde 2,7’ye, bu yaş aralığındaki erkek çocuklarda ise bu oranın yüzde 0,1’e düştüğü belirtilmektedir. Fakat bu verilerde 15 yaş ve altı erken evlilikler hakkında bir açıklama yapılmamıştır. İlgili sivil toplum kuruluşları, bu araştırmaların gerçek veriyi yansıtma noktasında eksik kaldığını, daha etkin saha çalışmaları ile bu oranların daha yüksek olduğunun saptanacağı kanısındadır. Resmi verilere yansımayan, özellikle 15 yaş altı evlilikler de düşünüldüğünde, erken evlilik vakalarının görülenden daha fazla olduğunu ifade ediliyor” değerlendirmesinde bulundu.  

UCİM Gönüllü Av. Elmas Yeni, konuşmasını şöyle tamamladı: “18 yaşını dahi dolduran bireylerin evlilik kurumunun yüklediği sorumluluk ve bilinci taşıyıp taşımadığı tartışmalı bir durumken, yasal ergenlik yaşını doldurmamış bireylerin evlendirilmesi, bu bireylerin çocuk sahibi olması sağlıklı bir toplumsal yapılanmanın oluşmasına engel olacaktır. Hem fiziksel hem psikolojik anlamda yeterli olgunluğa ehil olmamış bireylerin, evlilik kurumu gibi ağır bir sorumluluğa maruz kalması, bu bireyler açısından da sağlıklı bir tutum değildir. BM’nin ilgili kuruluşları bu evliliklerin ortaya çıkış noktasında üç kriter üzerinden araştırma ve kategorize çalışmaları yapmaktadır. Bireylerin eğitim seviyesi, yerleşim yerleri ve mensubu oldukları ailelerin refah seviyeleri bu noktada dikkate alınmaktadır. Ülkemizde görülen erken yaşta evliliklerin ortaya çıkış noktasında gerçekten bu üç etken de hayati önemdedir. Araştırmalardan anlaşıldığı üzere hem refah seviyesi hem de eğitim düşük ailelerde evlilik kurumu kız çocukları için bir kurtuluş olarak görülmektedir. Bazı yöre ve çevrelerde ise; ekonomik koşullardan bağımsız olarak, o yöre ve çevrede alışılagelmiş tutum ve davranışlar gereği çocuk evlilikleri sıradanlaştırdı.” Hüseyin Karataş

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *