ANASAYFA arrow right Yaşam

Fazla tescil coğrafi işareti öldürür

Fazla tescil coğrafi işareti öldürür
YAYINLAMA: 21 Eylül 2021 / 21.11
GÜNCELLEME: 21 Eylül 2021 / 21.11
Gaziantep 'coğrafi işaret' tescilinde AB'yi solladı

Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, son 20 yılda Avrupa Birliği'nin 29 ürünü tescillediğini, Gaziantep'in tek başına 32 tescili bulunduğunu söyledi.

Tescilde Türkiye'nin hızlı ilerlediğine işaret eden Tekelioğlu, şöyle devam etti: "Avrupa Birliği'nin şu an 1357 tescili var. Çok tescil coğrafi işaretleri öldürür, bunu ben değil Avrupa Birliği söylüyor. Türkiye'de coğrafi işarette kentler arasında oldukça büyük rekabet var, 68 tescille Gaziantep başı çekiyor. Gaziantep'in 1 Ocak 2001'den bugüne kadar almış olduğu 32 tescil var, 27 ülkeli Avrupa Birliği'nin bu sürede aldığı tescil sayısı 29. Bu coğrafi işaretler konusu son derece önemli, üzerinde titizlikle durmak lazım. Coğrafi işaretler tescilden ibaret değil, Türkiye başından beri hep tescilmiş gibi algıladı, bundan sonra yeni adımlar atmak lazım"

UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne giren Malatya'daki Arslantepe Höyüğü'nün geniş kitlelere tanıtılması amacıyla düzenlenen "Melita'dan Malatya'ya Kültür ve Sanat Günleri Arslantepe Buluşması"na katılmak üzere kente gelen Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, coğrafi işaretlerin ülkede 1995'ten yana uygulandığını hatırlattı.

Türkiye'nin coğrafi işaret tescilli ürünlerinin sayısının her geçen gün arttığına dikkati çeken Tekelioğlu, "Türkiye'nin bugün itibarıyla 882 ürünü tescil almış durumda, bu konuda çok hızlı gidiyoruz" diye konuştu.

Malatya'nın bölgesinde tescillerle öne çıktığına işaret eden Tekelioğlu, "Doğu Anadolu Bölgesi'nin üzerinde tescili var. Erzurum'un 15, Malatya'nın 14, Van'ın ise 11 tescili var. Malatya'nın tescil sayısı hem Türkiye hem de bölge ortalamasının üzerinde. Malatya'nın şu an bekleyen 17 tescil başvurusu var. Tescil sayısı açışından kurumlar arasında dengeli bir dağılım var" ifadelerini kullandı.

Tekelioğlu, coğrafi tescilin ürüne katma değer sağladığına dikkati çekerek, "Çin'in Pinggu şeftalisinin fiyatı tescilden sonra 1,5 yuandan 4 yuana çıktı. Bir sürü örnekleri var. Ancak bunun olabilmesi için o ülkede ideal bir coğrafi işaretler sisteminin olması, sistemin iyi çalışıyor olması lazım. Malatya kayısısı 7 Temmuz 2017'de Avrupa Birliği tescili aldı ama o sene fiyatı yüzde 35 düştü, Allah'tan bu sene biraz toplamış, mutluyum" değerlendirmesinde bulundu.

"Fazla tescil coğrafi işaretleri öldürür"

Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı'ndan (YÜCİTA) geçtiğimiz Şubat ayında yapılan açıklamada, geçen yıl 162 coğrafi işaretin tescilinin gerçekleştiği, 27 ülkeli AB'de ise tescillenen coğrafi işaret sayısının 41 olduğu belirtilerek, "Dünyanın hiçbir ülkesinde rastlanmayan bu tescil furyası, kamuoyunun haklı olarak coğrafi işaretlerin popülizme kurban edildiği konusundaki endişelerini güçlendirmiştir" denilmişti.

Açıklamada, coğrafi işaretler sisteminde tescilin sadece bir başlangıç olduğu, ürüne bir katma değer sağladığı, tüketicileri aydınlattığı ve haksız rekabete karşı koruduğu ancak kalitenin ve katma değerin sürdürülebilmesinin etkin bir yönetişim ve denetime bağlı olduğu vurgulandı.

AB'de yaygın kanının "çok tescilin coğrafi işaretleri öldürdüğü" yönünde olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Tescillerdeki inanılmaz artışlar, coğrafi işaretlerimizi itibarsızlaştırma riskini taşımakta olup ulusal ve uluslararası düzeyde 2 tehlikeye gebedir. Ulusal düzeydeki risk, Türk tüketicilerin coğrafi işaretlere olan güven kaybıdır. Bu da yöresel ürünlerimiz için arzu edilmeyen sonuçlar doğurabilir. Uluslararası tehlike ise Türkiye'nin, uluslararası platformlarda coğrafi işaretlerini itibarsızlaştıran bir ülke konumuna düşmesidir. Bu da AB'den tescil almamızı zorlaştırır, hatta imkansız hale getirebilir."

Açıklamada, kurumların tescil sonrası ne yapacaklarını bilmediği ve belgelerin duvarlara asıldığı, bunun temel nedeninin yasal boşluklar olduğu, yönetişim boşluğu nedeniyle Türkiye'de verilen tescillerin katma değer sağlamadığı aktarıldı.

Tescil sonrası yapılması gereken denetimlerin önemine dikkati çekilen açıklamada, Türk tüketicilerinin coğrafi işaretler ve amblemler konusundaki bilgi eksikliği sorununa işaret edildi.

Satılan tescilli ürünler üzerinde amblem kullanılma zorunluluğu getirildiği anımsatılan açıklamada, aradan geçen 3 yılı aşkın süreye rağmen tüketicileri aydınlatmaya yönelik kamu spotlarının da halen yaşama geçirilemediği vurgulanmıştı.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *