“Deprem riskine karşı gösterilen kayıtsızlık sadece yapı stokunun iyileştirilmemesinden ibaret değil” diyen Girişken, “Deprem toplanma alanlarının imar tadilatlarıyla işgal edilmesinin bir sonucu olarak, deprem bölgesinde çadır ve konteyner kurulacak, altyapısı hazır, uygun alan bulmakta zorluk çekilmektedir. Bu kentsel ihlallerin Gaziantep’teki sembol örneklerinden olan Metro Market ve çevresindeki imar işlemiyle, en az 10 bin çadır ve sahra hastanesi kurulabilecek alan yüksek apartman bloklarıyla doldurulmuş; evsiz, acılı, yaralı insanlarımız felaketin en kötü günlerinde mağdur edildi” notunu düştü.
Edindiğim tecrübeyle bu görevi layıkıyla yerine getirebileceğimi düşünüyorum
Türkiye’nin zorlu bir süreçten geçtiğini söyleyen Girişken, “Zorlu dönemde ben de şehrimin ve ülkemin yeniden yapılanmasında, yaraların sarılmasında görev alabilmek adına milletvekili aday adayı oldum. Mesleki geçmişimle, Mimarlar Odası başkanlığım, CHP İl Yönetim Kurulu üyeliğim ve diğer yönetsel görevler sırasında edindiğim tecrübeyle bu görevi layıkıyla yerine getirebileceğimi düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Hiçbir kamu yetkilisi sorumluluk üstlenmiyor
Girişken, “Ülke tarihimizin en önemli seçimlerine 6 Şubat’ta yaşadığımız ve on binlerce insanımızı yitirdiğimiz büyük felaketin gölgesinde gidiyoruz. Acımız ve öfkemiz hala çok taze, deprem bölgesinde yaşayan milyonlarca yurttaşımız can güvenliğinden endişe ediyor. Halkımız endişeli ve tepkili; çünkü hepimiz farkındayız ki, bölgede uzun süredir deprem beklenmesine rağmen ne merkezi idarenin, ne yerel yönetimlerin hiçbir hazırlığı bulunmamaktaydı. Resmi rakamlarla 50 binden fazla yurttaşımızı kaybetmemize rağmen, hiçbir kamu yetkilisi sorumluluk üstlenmiyor ve neredeyse tümü görevlerine olağan haliyle devam ediyor” şeklinde konuştu. Fatma Karabacak