ANASAYFA arrow right Güncel

"Evde çalışma toplumsal cinsiyet rolleriyle biçimleniyor"

"Evde çalışma toplumsal cinsiyet rolleriyle biçimleniyor"
YAYINLAMA: 03 Mart 2021 / 18.09
GÜNCELLEME: 03 Mart 2021 / 18.09
ILO Türkiye Raporu

ILO’nun 177 Sayılı Evde Çalışma Sözleşmesi ’nin kabul edilişinin 25. Yılı vesilesiyle ILO’nun global düzeyde hazırladığı Evde Çalışma: Görünmezlikten İnsana Yakışır İşe (2021) başlıklı raporun Türkiye ile ilgili kısımlarını ele alan söz konusu Türkiye raporu Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Saniye Dedeoğlu hazırladı.

Nasıl işe gideyim? İki küçük çocuğum var; eşim bütün gün çalışıyor ve akşam geç saatlerde eve geliyor. Ailemde, ben çalışırken çocuklarıma bakabilecek kimse yok. Eşimin ailesi ise şu anda bizden çok uzakta yaşıyor. Bu yüzden hem parça başı çalışıyor, hem de çocuklarıma bakıyorum.

“Bir tür depo veya dükkândan bozma, tek odalı bir dairede yaşıyoruz; dolayısıyla çocuklarıma bakmak üzere yanımızda bir akrabamızın olması benim için zor. Keşke daha yüksek ücretli bir işte çalışabilseydim; kendimize ait bir dairede, daha iyi koşullarda yaşayabilseydik.”

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Raporu'na görüş veren ev emekçisi bir kadından. ILO'nun hazırladığı rapor,  evde çalışmanın toplumsal cinsiyete dayalı boyutlarını ortaya koyuyor.

“Evden İçeri Bir Dünya: Türkiye’de Ev-Eksenli Çalışanlar” başlıklı ILO Türkiye Raporu ayrıca evde çalışmanın hangi sosyo-ekonomik grup için olursa olsun sosyal güvence ve korumadan uzak bir çalışma biçimi olarak gerçekleştiği tespitinde bulunuyor.

ILO’nun 177 Sayılı Evde Çalışma Sözleşmesi ’nin kabul edilişinin 25. Yılı vesilesiyle ILO’nun global düzeyde hazırladığı Evde Çalışma: Görünmezlikten İnsana Yakışır İşe (2021)  başlıklı raporun Türkiye ile ilgili kısımlarını ele alan söz konusu Türkiye raporu Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Saniye Dedeoğlu hazırladı.

Endüstriyel ev-eksenli olarak parça başı çalışan ve Türkiye’de genellikle “serbest çalışan” (freelance) olarak anılan, iletişim teknolojisi olanaklarıyla uzaktan çalışanları kapsayan Türkiye’de ev eksenli olarak çalışanlara ait iki hedef gruba odaklanan Evden İçeri Bir Dünya: Türkiye’de Ev-Eksenli Çalışanlar  Türkiye Raporu konuyu, istihdama erişim, çalışma ilişkileri, çalışma süresi, kazanç, sağlık ve güvenlik ve iş-yaşam dengesi gibi açılardan ele alıyor.

Rapora göre, evde çalışan kadınların yoğunluğu ve evde üretim yapılan bazı sektörler göz önünde tutulduğunda, evde çalışma toplumsal cinsiyete dayalı bir üretim biçimi olarak beliriyor.

Dünyada ve Türkiye’de genelde ücretsiz bakım işlerinin çoğunu kadınlar yüklendiğinden, bir kısım ev eksenli çalışan kadın için evden çalışma gelir getirici fırsatlar ile bakım sorumluluklarını birleştirmenin bir yoludur ve bu durumun hem avantajları hem de artan bakım yükü gibi dezavantajları var.

Yine rapora göre özellikle parça başı çalışan kadınlar evde yaptıkları çalışmayı kendi ev içi rollerinin bir uzantısı olarak görmekte ve evde çalışmanın bu şekilde algılanması bir taraftan ev-eksenli parça başı çalışma için ödenen ücretleri düşürürken diğer taraftan kadınların güvencesiz ve korumasız çalışmasıyla sonuçlanmaktadır.

Raporun ortaya koyduğu bir başka durum ise; freelance çalışanların önemli bir kısmının evde çalışmayı kurumsal çalışmanın hiyerarşisinden bir kaçış, bir özgürlük olarak seçmesi; parça başı çalışmanın da kadınlar için ev-kadını olarak küçük de olsa bir gelir elde edebilmenin tek yolu olarak belirmesi. 

Rapordan detaylar

“Evden İçeri Bir Dünya: Türkiye’de Ev-Eksenli Çalışanlar” Türkiye Raporu’ndan Öne Çıkanlar 

TÜİK’e göre, 2016 yılında, tüm özel sektör çalışanlarının %2,6’sı (610.771 kişi) evde çalışmıştır; evde çalışanların %89’u ise kadındır. Türkiye’de evde çalışmanın kadın egemen yapısı yanı sıra tüm işçilerin %87’si kayıt dışı olarak çalışmıştır. Evde çalışmanın kayıt dışı ve kadın ağırlıklı doğası olduğu görülürken, kayıtlı olarak evde çalışanların ise sadece %13’ü kadındır.

TÜİK 2016 verilerine göre evde çalışanların %68,6’sı 40 yaşın üzerindedir. İşgücü piyasasındaki genel yaş dağılımıyla karşılaştırıldığında, bu oldukça yüksek bir ortalamadır. Evde çalışanların %16’sı ise 35 yaşın altındadır;

TÜİK 2016 verilerine göre, evde çalışanların %49,6’sı ilköğretim mezunu iken, %13,8 ise hiç öğrenim görmemiştir. Toplamda tüm evde çalışanların %63,4’ünü oluşturan bu oranlar, evde çalışanların eğitim düzeyinin düşük olduğunu göstermektedir. Tüm evde çalışanların %9,3’ünü oluşturan üniversite ve daha yüksek düzeyde eğitim diplomasına sahip olanlar ise evde çalışan işçilerin yüksek eğitimli kesimini oluşturmaktadır.

TÜİK 2016 verilerine göre evde gerçekleşen işlerin sektöre göre dağılımı şu şekildedir: ev işçiliği (%29), tekstil imalatı (%22), binalar ile ilgili hizmetler ve çevre düzenlemesi faaliyetleri (%17), ve giyim imalatıdır (%10).

Rapor, endüstriyel ev-eksenli olarak parça başı çalışan ve Türkiye’de genellikle “serbest çalışan” (freelance) olarak anılan, iletişim teknolojisi olanaklarıyla uzaktan çalışanlar olmak üzere, Türkiye’de ev eksenli olarak çalışanlara ait iki kategoriye odaklanmıştır.

Rapor istihdama erişim, çalışma ilişkileri, çalışma süresi, kazanç, sağlık ve güvenlik ve iş-yaşam dengesi gibi konulara odaklanmaktadır.

Türkiye’de kadınların özellikle tekstil ve konfeksiyon gibi geleneksel sektörlerde ev-eksenli çalışması yaygın bir şekilde devam etmektedir. Parça başı ev-eksenli çalışan kadınların yanı sıra, son yıllarda evde uzaktan freelance olarak çalışan genç profesyonellerin çalışması da görünürlük kazanmaya başlamıştır. Bu nedenle bu Rapor, iki farklı sosyo-ekonomik grubun evde çalışmasını birlikte ele alan ilk çalışmadır.

Evde çalışma hangi sosyo-ekonomik grup için olursa olsun sosyal güvence ve korumadan uzak bir çalışma biçimi olarak gerçekleşmektedir.

Evde çalışma aynı zamanda toplumsal cinsiyet rolleri ve ideolojisi ile biçimlenmekte ve özellikle parça başı çalışan kadınlar evde yaptıkları çalışmayı kendi ev içi rollerinin bir uzantısı olarak görmektedir. Evde çalışmanın bu şekilde algılanması, ev-eksenli parça başı çalışma için ödenen ücretleri düşürürken, kadınların güvencesiz ve korumasız çalışması ile sonuçlanmaktadır.

Uzaktan freelance çalışan eğitimli profesyonellerin evde çalışması bir iş olarak görülmesine karşın özellikle gençlerin, ailelerin onların kurumsal çalışmada olması konusunda açık bir tercih sunması nedeniyle, freelance çalışmalarının gerçek bir çalışma olmadığını düşünmektedirler.

Freelance çalışanlar, daha kısa saatler çalışmak için freelance olarak çalışmaya başlamış olsalar bile iş akışını ve gelirlerini güvence altına almak için yine uzun saatler çalışmak zorunda kalmaktadır.

Parça başı ücretlerin belirlenmesinde ev-eksenli çalışanların bir pazarlık gücü yokken, kendilerine işi getiren aracılara yüksek komisyonlar ödemek zorunda kalırken, freelance çalışanlar ise ücret konusunda bir pazarlık gücüne sahip olabilmektedirler.

Her iki grup çalışan içinde örgütlülük ya hiç söz konusu olmamakta ya da var olan örgütlülük çok dar bir kesimi kapsamaktadır.

İş sağlığı ve güvenliği freelance ve parça başı çalışanları uzun vadede etkileyen sonuçlar taşıdığından önemli bir sorun alanı olarak algılanmamaktadır.

Evde çalışma güvencesizlik ve kırılganlık düzeyi yüksek, insana yaraşır iş olmaktan uzaktır.

Freelance çalışanların önemli bir kısmı evde çalışmayı kurumsal çalışmanın hiyerarşisinden kaçış, bir özgürlük olarak seçerken, parça başı çalışma kadınlar için ev-kadını olarak küçük de olsa bir gelir elde edebilmenin tek kanalıdır.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *