ANASAYFA arrow right Güncel

EŞİK, İstanbul Sözleşmesi için Danıştay'a çağrı yaptı

EŞİK, İstanbul Sözleşmesi için Danıştay'a çağrı yaptı
YAYINLAMA: 23 Haziran 2021 / 18.41
GÜNCELLEME: 23 Haziran 2021 / 18.41
EŞİK, Danıştay’a Cumhurbaşkanğı’nın “İstanbul Sözleşmesi fesih” kararının iptali için ek dilekçe verecek.

Yüzün üzerinde kadın ve LGBTİ+ örgütünden oluşan Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), İstanbul Sözeşmesi’nin akıbetinin belirleneceği 1 Temmuz’a sayılı günler kala açıklama yayınladı.

“Danıştay yürütmeyi durdursun”

Açıklamada şöyle denildi:

“Tek kişinin, TBMM onayı olmadan aldığı İstanbul Sözleşmesi'nden çıkış kararına karşı pek çok kadın, STK ve siyasi parti, yürütmenin durdurulması ve kararın iptali talebiyle Danıştay‘a başvurdu. Danıştay 10. Dairesi söz konusu başvurular ile ilgili hala bir karar vermedi. İstanbul Sözleşmesi, kadınların can güvenliği ve şiddetsiz bir hayat hakkı için kritik önemde bir hukuki belgedir. Danıştay 1 Temmuz’dan önce derhal yürütmeyi durdurma kararı vermelidir. 1 Temmuz’da Türkiye Sözleşme’den çıktıktan sonra karar verilmesinin bir anlamı olmayacaktır.

“EŞİK-Eşitlik İçin Kadın Platformu gönüllüleri 24 Haziran Perşembe günü saat 11:00’de Ankara’da Danıştay binasının önünde bir basın açıklaması düzenleyecektir. Açıklamanın ardından Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının yürütmesini derhal durdurması ve anayasal dayanaktan yoksun ve hukuken yok hükmündeki Cumhurbaşkanı kararlarını iptali için ek dilekçe verecektir."

Ne olmuştu?

Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 20 Mart 2021 Cumartesi İstanbul Sözleşmesi'nin tek taraflı olarak feshedildiğini duyurdu. Fesih kararı 23 Mart 2021 Pazartesi günü Avrupa Konseyi'ne de bildirildi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada "Fesih kararının" nedeni olarak "Sözleşme'nin eşcinselliği meşrulaştırıyor olması" iddia edildi.

Kadınlar ve LGBTİ+ hareketi,  20 Mart'tan beri Türkiye'nin birçok ilinde İstanbul Sözleşmesi'ni savunmaya devam ediyor.

İstanbul Sözleşmesi hakkında

Tam adı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açıldı ve ilk imzalayan ülke Türkiye oldu. Sözleşme 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girdi.

Sözleşme, ''kadına yönelik şiddet'', ''aile içi şiddet'', ''kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet'', ''kadın'' kavramlarını tanımlıyor.

Uluslararası alanda kadına yönelik ve aile içi şiddetle ilgili ilk bağlayıcı belge olma özelliğini taşıyan sözleşme şunları içeriyor:

İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini kapsıyor.

Sözleşme çerçevesinde ev içi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde kadının korunmasını esas alıyor.

Kadınları konumlandırırken "aile" olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmiyor.

Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi'nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda.

Devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değil. Şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, yani kim olursa olsun şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü de devlete ait.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *