Yılmaz, “Tüketim kısıldığından ve para kıymetli hale geldiğinden enflasyonda düşer. Ancak tam tersi olarak faizi düşürerek parayı değersiz hale getiriyorsunuz, değersiz olduğu için 10 liraya aldığınız bir ürünü 20-30 liraya alıyorsunuz. O nedenle enflasyon ile mücadelede faizi doğru kullanmak gerekiyor” diye konuştu.
Türkiye İstatistik Kurumu Eylül ayı enflasyon sonuçlarını açıkladı. Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 3,08, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 52,40, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 83,45 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,91 olarak gerçekleşti.
Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 30,76 ile haberleşme olurken, buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 117,66 ile ulaştırma oldu. Bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde 0,04 ile alkollü içecekler ve tütün, buna karşılık, bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 9,99 ile konut oldu.
Enflasyon ile mücadelede en güçlü silah faiz
Yılmaz, “Enflasyonu en iyi bilen ev kadınları, asgari ücretli, memur ve emekli bilir. Dolayısıyla bu kesimler enflasyonun yüzde 83 olmadığını daha fazla olduğunu biliyor. Birçok kuruma yapıldığı Türkiye İstatistik Kurumu’na da müdahale ediliyor, isteğe göre ayarlama yapılması sağlanıyor. Yanlış bir politika. İstatistik verilerin doğru olması çok önemli. Çünkü doğru rakamlar olursa doğru politikalar geliştirirsiniz” ifadelerini kullandı.
Enflasyon Araştırma Grubu’na göre en yüksek artışın yüzde 26 ile sağlıkta yaşandığını ifade eden Yılmaz, “Konut fiyatları yüzde 8,57 ve ayakkabı fiyatları da yüzde 7,8 dolaylarında artmış. Türkiye İstatistik Kurumu’na göre enflasyonun aylık yüzde 3, yıllık bazda ise yüzde 83 çıkması sürdürülebilir değil. Bu rakamların altından artık vatandaşın kalkması mümkün değil. Dolayısıyla bir an evvel doğru ekonomik politikaların uygulanması lazım” çağrısında bulundu.
Olmayan para ile yatırım yaparsanız, halkın cebinden daha fazla para çıkar
Başkan Yılmaz, “Paranız yoksa yatırım yapmayacaksınız. Örneğin; aylık 10 bin lira maaş alan birisi 20 lira harcadığında ne olur? Krediye ve borca boğulursunuz, daha fazla borçlanırsınız. Şu anda ülkenin içerisinde bulunduğu durumda bu. Çünkü devlet gelirinin üzerinde harcamalar yapıyor. Hastane, yol ve köprü gibi hizmetler yapılsın, lakin para varsa yapılsın. Olmayan para ile yatırım yaparsanız, halkın cebinden daha fazla para çıkar. Örneğin; Çanakkale Köprüsü’nden günlük 45 bin araç geçiş garantisi verilirken, sadece 9 bin araç geçiyor. Geçmeyen 36 bin aracın parası vatandaşın cebinden çıkıyor. Önce devleti güçlü hale getireceksiniz, halkın refah seviyesini yükselteceksiniz. Ondan sonra yatırım yapacaksınız” şeklinde konuştu. Ali Göksular
RSS