“Hukuk, istenildiği zaman kullanılabilecek ya da arka plana atılabilecek bir süreç değildir” diyen İnsan Hakları Derneği Gaziantep Şube Başkanı Av. Sinan Taştekin, “Hukuk, ciddi anlamda yasaların kişilere tanımış olduğu ve kimsenin çifte standart algısı taşıyamadığı, yaşamadığı bir olgu boyutudur. Bir zihinsel süreç, perspektif, bakış açısıdır. Ancak kişilere göre değil, kanunlara göre bakış açısıdır. Ülke ekonomisinin düzelmesi ve demokratik hukuk devleti olması için yapısal reformlar şart. Bu ekmek, su ve hava gibi bir ihtiyaç” dedi
Türkiye, insan hakları açısından sınıfta kaldı
Taştekin, “Türkiye, insan hakları açısından sınıfta kaldı. İnsan hakları ihlallerine karşı çıkan, bir duruş sergileyen ve tavır alan yurttaşların cezaevlerine konulmasını çalınan özgürlük olarak değerlendirmekteyiz. Yurttaşların özgürlüğünü elinden alan bir paradigma toplumsal bir çöküştür. Bu yüzden çalınan özgürlük insan hakkı ihlalidir” açıklamasını yaptı.
Maalesef insan hakları ihlalleri tekerrür ediyor
Türkiye’de insan haklarının her zaman ihlal edildiğini vurgulayan Taştekin, “Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri insan hakları ihlali yaşanmıştır. Günümüzde yaşananlar yeni bir süreç değil. Dolayısıyla tarihin tekerrür ettiği gibi insan haklarının ihlal ettiği bir dönemi yaşıyoruz. İnsan hakları savunucuları da ihlallere karşı bir duruş sergileyeceğini ve tavır alabileceğini bilmek zorundayız. Çünkü her eylem aynı zamanda bir tavrı belirler. Bu nedenle tarih tekerrür ettiği gibi maalesef insan hakları ihlalleri tekerrür ediyor” ifadelerini kullandı.
İfade özgürlüğünün bu derece katledilmesini görmedik, duymadık
Ülkede ifade özgürlüğünün sürekli kısıtlandığını kaydeden Taştekin, “Ülkemizde son dönemde ifade özgürlüğünün bu derece katledilmesini hiçbir zaman görmedik, duymadık. Kişiler, teminat altına alınan haklarını kullandıktan sonra cezai tehdit altında bırakan bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Türkiye’deki ceza ve infaz kurumlarını zindan olarak değerlendirmekteyiz. Çünkü ıslah kurumu olan ceza ve infaz kurumları artık ıslah sisteminden çıkıp zindan sistemine dönüştüğünü gerçeği ile karşı karşıyayız” şeklinde konuştu.
Cezaevleri insan hakkı ihlallerinin yoğu yaşandığı yerler
Taştekin, cezaevlerinin insan hakları ihlallerinin yoğun olarak yaşandığı yerler haline geldiğine dikkat çekerken, “En temel ihtiyaçlarının giderilmediği, talep edildiğinde arka plana atıldığı bir süreç yaşıyoruz. Yaşam ve sağlık haklarının çok yoğun olarak ihlal edildiği, hasta mahpusların hastanelere sevklerinin yapılmadığı sadece revire getirilip götürülmesinin yeterli olmadığı açıkça görülüyor. AKP’nin iktidarında cezaevleri sayısı mevcut sayının 4 katına çıktı. 15-20 kişilik koğuşlarda yaklaşık 50 kişi kalmaktadır. Dolayısıyla pandeminin risk barındırdığı yerlerden biride cezaevleri” dedi. Fatma Karabacak