“Bilim, teknoloji ve yenilikçi sanayiye yönelik yatırımların yetersizliği, ekonomide yapısal reformların gerçekleştirilmemesi, eğitim sisteminin dünya endüstrisinin değişen ihtiyaçlarını anlamaktan ve karşılamaktan uzaklığı, ilköğretim ve ortaöğretimdeki eğitimin kalitesinin yetersizliği, tarımsal ve kırsal kalkınmanın gerçekleştirilmemesi gibi onlarca faktör ve sorunlar yumağı sonucu eğitimli gençlerimiz, mühendis ve mimarlarımız işsiz” şeklinde konuştu.
Türkiye’de AR-GE ve inovasyona dayalı bir endüstri yok
Aydın, Türkiye’de AR-GE ve inovasyona dayalı bir endüstrinin olmadığını belirtirken, “Mühendisten çok ara elemana, yöneticiden çok teknisyen ve operatöre ihtiyaç var. Türkiye’de istihdam sağlayan şirketlerin yüzde 99.8 i KOBİ birçoğu kurumsallaşamamış aile şirketleri. Bu gerçeğin iyi analiz edilmesi gerek. Ya şirketleri ve pazarı değiştireceksin ya da eğitim sistemini ihtiyaca göre revize edeceksin. Durum sektörün beğenmediği mühendisler, mühendislerin çalışmak istemediği güvencesiz kurumsal olmayan şirketler gerçeği olarak gün gibi karşımızda duruyor” dedi.
Her 3 gençten biri işsiz
2018 yılından bu yana düzenli olarak artan işsizlik oranının 2021 yılında daha görünür ve can yakıcı olacağının altını çizen Aydın, “2020 yılı için işgücüne katılım oranı yüzde 50,6, kayıt dışı çalışanların oranı ise yüzde 32,9, ama en acısı ise 25 yaş altı genç işsizliğin yüzde 30’lara dayanması. Yani her 3 gençten birisi işsiz. Nüfusun büyük bölümü genç ve eğitimli olan ülkemiz için işsizlik rakamlarının bu kadar yüksek olması kabul edilemez bir durum. Okula ve işe gitmeyen gençler bakımından OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyoruz” diye konuştu.
İstihdam ile ilgili popülist birkaç kampanya dışında kalıcı köklü bir değişim görülmediğini ve umutların giderek azaldığını ifade eden Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, konuşmasını şu cümlelerle bitirdi: “Nedeni ise on yıllardır biriken yapısal problemlerin ortaya çıkardığı karmaşık sosyo-ekonomik sorunlar. Asgari ücret civarında, fakirlik sarmalında yaşayan yüzde 70 artık yaşanan ekonomik sorunların bir sonucu olduğu gibi; yaşanacak yeni sosyo-ekonomik ve politik sorunların da nedeni olma konusunda yüksek bir potansiyel. Sosyal yardımlara muhtaç bırakılmış düşük gelirli bir toplumsal katman yaratıldı. Bu katman eğitim, sağlık ve teknoloji ile ilgili kamusal hizmetlere yeterli düzeyde ulaşamıyor. Fakir ve iyi eğitim alamayan ailenin çocuğu da fakir ve eğitimsiz, o çocuğun çocukları da fakir ve eğitimsiz kalıyor bu duruma yoksulluk sarmalı diyoruz. Bu sarmaldan çıkmak için çabalayan ve başaran eğitimli gençler de işsizlik ile bu sarmala itiliyor.” Hüseyin Karataş
RSS