Diyanet “güç merkezi” olmaktan mutlu

Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay, “Bir Başkent kulisi” diye başladığı bugün ki yazısında Diyanet İşleri Bakanlığı (DİB) koridorlarında konuşulanları şöyle aktardı.

“Saray, atacağı her adıma başkanımızı da ortak ediyor. Onun da görüş belirtmesini istiyor. Bu görüş tabii ki Saray’ın istediği gibi oluyor ama güç merkezi haline geliyoruz. Artık Suriyelilerin ülkeye nasıl uyum sağlayacağından sosyal medyaya nasıl bir düzen verileceğine kadar icraatın her alanında biz varız! Bunun devamında gerek başkanımız gerekse kurumumuz daha güçlü hale gelecek…”

Erdoğan, Prof. Ali Erbaş’ı öne çıkararak değişik hedefler edinmiş olabilir diye soran Balbay, Saray’ın bu politikasının olası nedenlerini şöyle sıralıyor:

“Toplumda ortaya çıkacak hassasiyetin CHP’ye yönelik bir tepki haline gelmesini istemiş olabilir…

Çıkacak tartışma ile birlikte iktidarın ekonomide hiçbir hedefi tutturamaması, fakirlik getiren büyüme, dış politikadaki çuvallama ikinci planda kalmış olabilir…

Çekirdek tabanını selamlayıp bir arada tutmak istemiş olabilir…

Kafasında kurduğu halifeliğe giden yola bir taş daha döşediğini düşünmüş olabilir…”

“HEDEF CHP”

“Ancak ortaya çıkan sonuç bütün bunların ötesinde” değerlendirmesini yapan Balbay, şu tespitte bulunuyor: İktidar, DİB’in karşısına CHP’yi koymayı hedefleyen bir icraat peşinde.

Balbay şöyle devam ediyor: “Burada CHP’nin duracağı yer DİB’in karşısı değil, milletin yanıdır. Türkiye’nin en az yüzde 90’ı yukarıdaki ikilemlerde birinci şıkkı ister. CHP, bu istemi sahiplenmek, örgütlemek, güçlendirmek sorumluluğundadır.

Sorumluluk elbette salt CHP’nin sırtına da yüklenemez. Merkezde, merkez sağda, muhafazakâr demokrat kesimde de birinci şık baskınsa, onların temsilcileri de Erbaş’ın onda biri kadar konuşmalı.”