Şube Başkanı Ali Arpat, “Daha önceki senelerden de bildiğimiz, kamuoyuna ifşa ederek ve yargıya taşıyarak mücadele ettiğimiz bu yönetmeliğe aykırı uygulama, belli ki bu yıl daha çok uğraşılıyor. Talimatnamelerde bu 3 ders öğrencilere zorla dayatıldıktan sonra ilgili STK'ların da sürece katılmasının sağlanması gerektiğine dair not düşülmesi de, dernek ve vakıf maskesi takmış tarikatların eğitime yine arka bahçeden sokulmaya çalışıldığının göstergesi” dedi.
Ülkenin geleceği, iki partizan müdürün koltuğuna kurban edilemez
Seçmeli dersi belirleme sürecinin, velinin bilgisi dahilinde, öğrenci tarafından yapıldığını vurgulayan Arpat, “Buradaki asıl amaç, öğrencinin kendini keşfetmesi, ilgili olduğu alanda donanımlı hale gelmesidir. Ülkenin geleceğini direkt olarak ilgilendiren bu konu, iki tane partizan müdürün koltuğunu sağlamlaştırmak için yapacağı hamlelere kurban edilmez, ettirmeyiz. Konunun Türkiye'nin her ilinde takipçisi olduğumuzu, dayatmanın devreye sokulduğu her yerde mücadele edip, hukuki yollara başvuracağımızı ilan ediyoruz” şeklinde konuştu.
Tekrar sahnelenmesine izin vermeyeceğiz
4-11 arası tüm sınıflarda okuyan öğrencilerin alacağı derslerin 4-22 Ocak tarihleri arasında belirlenmesi gerektiğini söyleyen Arpat, “Sendikamızın ulaştığı MEB'in iç yazışmaları ise öğrencilere pozitif bilimlerle, sanatla, sporla, yabancı dillerle ilgili dersleri seçtirmeyip dini içerikli derslerin dayatılacağını ortaya koymuştur. İl Milli Eğitim Müdürlüklerinden İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderilen talimatta Kuran'ı Kerim, Peygamberimizin Hayatı ve Temel Dini Bilgiler derslerinin seçilmesi için ilçe müdürlerine büyük rol düştüğünün altı çizilmektedir. İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin de bu talimatı görev kabul edip, okul müdürlerine seçmeli derslerde nasıl dayatma yapacaklarına dair sunum hazırlamış olduğu da sendikamızın eline geçen belgelerden anlaşılıyor. Belli ki dayatılan 3 dersten başka dersleri almayı talep edecek çocuklarımıza yine "bu dersi verecek öğretmen yok" yalanı, tozlu raflardan çıkarılıp hazırda bekletilmektedir. Bilinsin ki biz bu filmi daha önce izledik ve mücadelemizle vizyondan kaldırdık. Tekrar sahnelenmesine izin vermeyeceğiz” açıklamasını yaptı.
Başkan Arpat, seçmeli derslerdeki bu dayatmanın, zincirleme bir mağduriyet, büyüyen bir tahribat yarattığının altını çizdi. “Birçok öğrenci okul yönetimiyle ters düşmemek için bu dayatmalara boyun eğmek zorunda kalmaktadır. Öğrencilerimiz kendilerine hayati derecede fayda sağlayacak dersleri alamamaktadır. Velilere sadece müşteri gözüyle bakan zihniyet, seçmeli derslerin belirlenme sürecinde de velileri ekarte etmektedir. Normalde okulların önünden bile geçmesine izin verilmemesi gereken, sicilleri ağza alınmayacak suçlarla kabarmış, Cumhuriyet alerjisi, söylemlerinden taşan yobaz topluluklar, STK adı altında okullara enjekte edilmektedir. Bu dayatmalar, okullardaki norm dengesini alt üst ederek eğitim emekçilerini de mağdur etmektedir. Örneğin sınıfları 50 kişilik koca liselerde ancak 1 tane fizik, kimya ya da biyoloji öğretmeni istihdam edilirken, bu dayatmalar sonucunda onlarca din dersi öğretmeni bulunmaktadır. Bu haksız durum, başka branşlardan mezun öğretmenlerimizi de haklı bir tedirginliğe sürüklemektedir. Oysa ki artan ders sayısı, Din Kültürü Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin yönetici yapılmasına bağlı olarak din içerikli dersleri verecek öğretmen bulunamamakta, din görevlerinin derslere girmesi sağlanıyor” ifadelerine yer verdi.
Eğitim İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Ali Arpat, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Sendika olarak bu hukuksuz talimatlara ilk ulaştığımız andan itibaren gösterdiğimiz yüksek tepkiyle, Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne geri adım attırmış bulunmaktayız. Şimdi sıra tüm Türkiye'de. Eğitim-İş olarak uyarıyoruz: çocukların zihinsel yönelim ve becerilerine göre bir eğitimden geçmelerini sağlayacak sistem lafını dilinden düşürmeyen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, başında oturduğu Bakanlıkta kendi söylemiyle bu kadar çelişen bir uygulamanın nasıl olduğunu kamuoyuna açıklamalıdır. Eğer konuşmalarındaki "çağdaşlık" vurgusu "takiyye" değilse, derhal harekete geçmeli, seçmeli dersleri tüm okulları imam hatipleştirmenin bir aracı olarak kullanmaya çalışan bu yöneticilere yönelik idari soruşturma başlatmalı.” Hüseyin Karataş