ANASAYFA arrow right Güncel

Daha iyi bir dünya için sorumluluklarımızın farkındayız

YAYINLAMA: 18 Eylül 2022 / 20.00
GÜNCELLEME: 18 Eylül 2022 / 20.53
Vector Global Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Başkara, “Vector Global Lojistik hizmetleri olarak, dünyanın geleceğindeki etkimizi biliyor, nakliye, depolama ve diğer lojistik faaliyetler üzerindeki çevresel etkiyi en aza indirmek için çevreci politikamız kapsamında yeşil lojistik anlayışı ile çalışıyoruz. Daha iyi bir dünya için sorumluluklarımızın farkındayız” dedi.

Yeşil lojistik, lojistik ve tedarik zinciri endüstrisinde hızla öne çıkıyor

Başkara, “Yeşil lojistik, kavramı ürünlerin taşınması, dağıtımı ve depolanmasındaki süreçlerin, yapıların ve sistemlerin veya ekipmanın konfigürasyonunu etkiler. Lojistiğe geleneksel yaklaşım, karar verme sürecinde çevresel sürdürülebilirliği genellikle bir kenara bırakır. Öte yandan yeşil lojistik ekoloji ve ekonomi arasında bir denge bulmayı amaçlarken aynı zamanda çevrenin korunması, tüm dünyadaki yönetim organları arasında en önemli hedeflerden biri olarak ortaya çıktığı için lojistik ve tedarik zinciri endüstrisinde hızla öne çıkıyor” açıklamasında bulundu.  

Yeşil tedarik zinciri yönetimi teriminin, sürdürülebilir çevresel süreçleri geleneksel tedarik zincirine entegre etme kavramını ifade ettiğini kaydeden Başkara, “Yeşil tedarik zinciri yönetimi, tedarik zincirinin çevresel etkisini hafifletmeye çalışmak yerine, toplam çevresel etkiyi azaltmak için bu organizasyonlarda değer yaratmayı teşvik eder. Yeşil tedarik zinciri verimliliği artırır, daha az atık üretimine katkıda bulur, yenilikçidir, üretim maliyetlerinin azalmasını sağlar, geri dönüşümü teşvik ederek hammaddelerin yeniden kullanımını sağlar, karlılığı artırır ve müşteri tabanına katma değer kazandırır” ifadelerini kullandı.

Yeşil lojistiğin çok önemli olduğunu vurgulayan Başkara, “Lojistiğin doğasında taşıma ve hareket var. Artarak devam eden taşıma ve hareket faaliyetlerinin doğaya ve çevreye zarar vermeden yürütülmesi gittikçe önem kazanacak. Avrupa'nın doğaya ve çevre koruma konusunda öncülük yaptığını AB en son yayınlanan ve 2030’a kadar karbon ayak izini yüzde 55 indirmeyi hedefleyen ‘Fit to 55’ deklarasyonunda görebiliriz. Uzun yıllar lojistik alanında görev yapmış meslektaşlarımla birlikte doğayı ve çevreyi koruyan çözümler konusunda daha fazla eğilmemizin topluma ve doğaya olan sorumluluğumuz olarak görmekteyim. Maliyetleri de göz önünde bulundurarak sürdürülebilir yeşil lojistik çözümleri için daha fazla çaba harcamalıyız” şeklinde konuştu.

Başkara, “Lojistik sorunları olduğu kadar çözümleri de çok olan bir alandır. Standart uygulamalar lojistik süreçlerinde önemli. Fakat ondan daha önemlisi değişen koşullara ayak uydurulması yeteneği. Doğayı ve çevreyi koruyan yeni çalışma modelleri startupları ve projeleri operasyonlarımıza nasıl entegre edebilirsiniz çözümlerini bulma zorunluluğumuz var. Sistematik olarak doğayı ve çevreye zarar veren durumların farkındalığına varmamız yangınlar kadar önemli bir durum. Lojistik faaliyetlerinde hedef sıfır atık ve karbon ayak izi oluşturmayacak çözümlerin oluşturulması ve yasal altyapı ile bu çözümlerin desteklenmesi. PTT'nin ve özel sektörün kargo teslimatlarında elektrikli araç kullanımını önemsiyorum. Kamu ve özel kurumların bu tür uygulamaları artırarak ve yaygınlaştırarak doğayı koruyan çevreci gelişmeleri destekleyici tavır alması çok önemli. Bu yönde gösterilen irade ile sistematik olarak çevre zarar verilmesinin ve doğanın yok edilmesinin önüne geçilecek” tespitini yaptı.

‘Dünya genelinde gerçekleştirilen taşıma faaliyetlerinde karayolu taşımacılığı oran olarak en fazla kullanılan ve yine en az çevreci olan taşıma şekli’ diyen Başkara, “Ülkemizde de uluslararası taşımacılığın yarısına yakını karayolu ile yapılıyor, bu durum da haliyle sektör olarak çevreye ne denli zarar verdiğimizin bir göstergesi. Denizyolu ve demiryolunda k araya göre ton/yük bazında daha az karbondioksit salınımı olsa da yine de belli oranlarda çevreye zarar vermekten geri değiller. Daha çevreci olmak adına, doğaya en az zarar verecek taşıma şekillerinin kullanımını arttırmanın yanında kombine taşımacılığı da efektif bir şekilde kullanmak ve lojistik operasyon sürecinin her safhasında iyileştirmeler yapmak, üzerinde yaşadığımız yer küreyi daha yaşanılabilir bir hale getirecek” diye konuştu.

Vector Global Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Başkara, konuşmasını şöyle tamamladı: “Lojistik süreçte taşımanın dışında verilen hizmetlerde de çevreci uygulamalar bulunmakta. Depolarda kullanılan elektrik, su ve doğalgazında daha ekonomik tüketilmesi adına yapılan uygulamaları bu aşamada sayabiliriz. Her ne kadar tam anlamıyla çevreci bir depo yapabilmek inşa aşamasında mümkün olsa da daha sonradan yapılan eklemelerle de depolarımızı çevreci hale getirebilmemiz mümkün. Kullanılan elektriğin bir kısmının güneş enerjisiyle elde edilmesi, deponun gün ışığını daha fazla kullanabileceğimiz bir şekilde tasarlanması, depo içinde gereksiz elektrik kullanımını engellemek için; ışıkların harekete duyarlı sensörlerle donatılması, depo içinde ve dışında kullanılan araç ve ekipmanların karbon türevleri yakıtlar yerine elektrik ile çalışan araçların tercih edilmesini saymak mümkün. Aynı zamanda depo içi ısıtma ve soğutma içinde rüzgâr, güneş enerjisi, jeotermal enerji gibi alternatif kaynakların kullanılması da bu alanda sayabileceğimiz uygulamalardan. Tüm bunların yanında kombine ve inter modal taşımacılığın devletler ve uluslararası örgütler tarafından da özendirilmesi, dünya genelinde karayoluna olan bağımlılığın azaltılması ve buraya yığılan yük hacminin demiryoluna kaydırılması da ilerleyen süreçte daha yeşil bir tedarik zinciri yönetimi açısından bir gereklilik olarak karşımıza çıkıyor.” Ali Göksular

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *