Gaziantep Üniversitesi’nde geçtiğimiz hafta meydana gelen olayların ardından huzursuzluk sürerken, tutuklanarak cezaevine gönderilen 13 öğrencinin 45 gün sonra mahkemeye çıkacak olmasının, öğrenim hayatlarında bir yıl kayba neden olacağı bildirildi. Öğretim üyeleri, son zamanlarda MHP’li gençlerin çıkardığı olaylar nedeniyle, rektör İ. Hüseyin Filiz’in sanki MHP taraftarı olduğu şeklinde bir izlenim oluştuğunu söylerken, “Üniversite tamamen cemaatlerin denetiminde. Tıp Fakültesi ve meslek yüksekokullarını cemaat mensubu öğretim üyeleriyle doldurdu” diye konuştular.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in İ. Hüseyin Filiz ile ilgili gelen haberlerden rahatsız olduğu ve gelişmeleri yakından izlediğini belirten YÖK’e yakın çevreler, “Ne yazık ki, YOK Başkanı Kemal Gürüz, Hüseyin Filiz’e sahip çıkıyor. Ancak Cumhurbaşkanının hem Gürüz, hem de Filiz’den rahatsızlığı var. Bu nedenle, Kemal Gürüz Gaziantep' geldiğinde buradaki konuşma tutanakları Cumhurbaşkanlığını tarafından istendi” diye açıklamada bulundu.
Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Erol Karabay, üniversitelerin bilim üretilen kurumlar olduğuna dikkat çekerken, “Bilim üreten bir kurumun kapalı kutu gibi olması çok yanlış. Gaziantep Üniversitesi bu anlayışı yıkmalı ve toplumla bütünleşmeli. Topluma, sanayiciye ve esnafa faydalı olan projeler geliştirip bunlarla ilgili toplantı ve seminerler düzenlemeli ve halkı bilgilendirmeli. Kentin her yerinde üniversitenin damgasını görebilmeliyiz. Sanayi kenti olan bir şehirde üniversiteye büyük ihtiyaç vardır. Bu hem okulun hem öğrencinin gelişmesi açısından çok önemlidir. Teorik ve pratik bilgiler birbiriyle pekiştirilmelidir. Sadece üniversitede alman teorik bilgilerle öğrenci başarılı olamaz” dedi.
Üniversitede beton testi, akaryakıt laboratuvarı gibi önemli çalışmalar olmasına rağmen bunların halk tarafından fazla bilinmediğini, halkın bu imkanlardan faydalanamadığını savunan Karabay, tüm bunların halka açılması gerektiğini vurguladı.
İşadamı Gazi Kaymakçı da üniversitenin mevcut yönetimin tutumu nedeniyle kente fazla bir şey veremediğini söyledi. Gaziantep üniversitesinin öğrenci sayısının kent nüfusuna göre çok yetersiz olduğunu hatırlatan Kaymakçı, “Üniversiteler bilim yuvalarıdır. Sürekli araştırmaların yapıldığı yerdir. Örneğin bu yöreye özgü, kent ile özdeşleşen Antepfıstığından daha fazla verim alınması için hatta her yıl verim alınabilmesi için araştırma yapması gerek. Yöre insanına, sanayicisine her kesime faydalı olması lazım. Ama bu konuda bir şey yapılmıyor. Üniversite böyle olmamalı. Sanayici, işadamı, esnaf ve sivil toplum örgütleriyle sürekli ilişki içerisinde olmalı.
Oraya çöreklenen belli bir grup kendi saltanatlarını sürdürmenin çabası içerisinde. Böyle olmaz ki. Bu şehir halkı üniversiteden hizmet bekliyor, bilimsel araştırma bekliyor. Zaten sergiledikleri tutum yüzünden öğrenci ve öğretim üyeleri bu şehri tercih etmez oldu. Buna hakları yok. Gaziantepli siyasetçiler, milletvekilleri olayla yakından ilgilenmeli ve üniversitenin yöre insanına faydalı olması sağlanmalı” diye konuştu.
Kaymakçı, üniversitede ‘oruç tutuma-yan öğrencilerin belli grupların saldırısına uğramasının tasvip edilemeyeceğini söylerken, bu tür olaylarla üniversitelerin 1980 öncesi yıllara çekilmek istendiğini sözlerine ekledi.
RSS