ANASAYFA arrow right Yaşam

"Çocukların yüzde 60’ı ‘akran zorbalığına’ uğradığını söylüyor"

"Çocukların yüzde 60’ı ‘akran zorbalığına’ uğradığını söylüyor"
YAYINLAMA: 26 Nisan 2020 / 20.07
GÜNCELLEME: 27 Nisan 2020 / 12.49
Bir Dünya Çocuk Derneği’nin Türkiye Direktörü Ersin Tek, mülteci çocuklarda en çok karşılaştıkları problemin akran zorbalığı olduğuna dikkat çekti

Birlikte çalıştıkları mülteci çocuklarda en çok karşılaştıkları problemin ‘akran zorbalığı’ olduğuna dikkat çeken Tek, “Merkezimize gelen çocukların yüzde 60’ı ‘akran zorbalığına’ uğradığını söylüyor” dedi.
‘Temel sorun mülteci nefreti’
2014 yılından bu yana çocuk koruma ve eğitim hizmeti veren “Bir Dünya Çocuk Derneği”,  daha çok çok uluslu ve çok kültürlü bir yapıya sahip ve kendisini çocukların ihtiyacına adayan bir sivil toplum kuruluşu. Derneğin Türkiye Direktörü Ersin Tek ile derneğin amacına ve neler yaptığına dair konuştuk. Tek, derneğin temel amacının insan hakları, çocuk hakları ile mülteci çocukların psikolojik ve eğitimlerine destek sağlamak olduğunu belirtti.
‘Psikososyal destek çalışmalarımızın merkezini oluşturuyor’
Türkiye’de 2014 yılında resmi olarak kurulan derneğin temel amacının çocuğu istismardan ve ihmallerden korumak olduğunu kaydeden Tek, derneğin nasıl kurulduğunu anlattı: “Dernek aslında Suriye’de kuruldu. 2013 senesinin sonunda Suriye’de yaşanan savaş sonucunda çocuk haklarının ihlallerini izlemek için birkaç kişi bir araya geliyor. Ve orada temel olarak yaşam hakkı dahil olmak üzere çocuk haklarının ihlallerini gözlemleniyor. Daha sonra çalışma yaptıkları ofisin hemen yanında bir bomba patlıyor ve iki çocuk ailesini kaybediyor. Dernekteki çalışanlar daha sonra bu iki çocuğa geçici olarak konaklayacak bir yer buluyor. BM’nin, ailelerinden kopmuş çocuklar için oluşturduğu birleştirme programı var. Dernek, o program sayesinde çocukları ailelerine kavuşturuyor. Yaşanan bu olayın ardından dernek, sadece hak ihalelerini izleme yönünden değil, hizmet vermesi yönünden de adım atmış oluyor. Böylelikle ‘ilk çocuk dostu alan’ dediğimiz bir merkezi açıyorlar. 2014 yılında da Türkiye’ye geçerek Türkiye’de resmi bir dernek haline geliyor. 2018 senesinde ise dernek, ‘Bir Dünya Çocuk Derneği’ adını alıyor. Türkiye’de de bu deneyimi aktarmak üzere çalışmalarına başlıyor. Türkiye’de temel olarak yaptığımız şey, çocukları  çocuk istismarından ve ihmallerinden korunması ve iyi olma hallerinin daha iyi bir noktaya getirilmesidir. Bu nedenle psikososyal destek bizim çalışmalarımızın merkezini oluşturuyor.”
‘Çocuklar, negatif başa çıkmayı şiddet olarak ortaya koyuyor’
Mülteci çocukların yaşadığı travmanın ilerleyen yıllarda hayatlarında bir problem olmaması için destek verdiklerini belirten Tek, “ Temel olarak biz insanlardaki negatif başa çıkmayı, pozitif mekanizmaya çevirmeye çalışıyoruz. Bu ne demek oluyor? Bu, hepimiz aslında duygularımızı ve olaylara karşı vereceğimiz tepkileri çocukluğumuzda geliştirmeye başlıyoruz. Yani üzücü bir olaya tepkimiz üzülmek olmalıdır. Bunu fark edip, görmeliyiz, kabul etmeliyiz ve yaşamalıyız. Hayatımıza bunların normal olduğunu kendi bilincimizde fark ederek devam etmeliyiz. Ama travma geçiren bu çocuklar da negatif başa çıkmayı örneğin üzülmek yerine şiddet olarak ortaya koyuyor. İnsanlar gelişim süreçlerini, duygularını doğru tanımlama, doğru yaşama, kendini kabul etme gibi en temel şeyleri yerine getiremezlerse ileride çok daha büyük problemler yaşar. Bizim temel amacımız, çocukların kendilerini, duygularını  tanıması. Kendi benlikleri ile barışçıl  olmalarıdır. Travma sahibi çocuklar, özellikle çatışma ve sosyoekonomik zorluklar bu tip gruplardaki çocuklar için çok daha zor” ifadelerinde bulundu.
‘Çocukların yüzde 60’ı ‘akran zorbalığına’ uğradığını söylüyor’

Birlikte çalıştıkları mülteci çocuklarda en çok karşılaştıkları problemin ‘akran zorbalığı’ olduğuna dikkat çeken Tek, “Merkezimize gelen çocukların yüzde 60’ı ‘akran zorbalığına’ uğradığını söylüyor” dedi. Akran zorbalığının özellikle okullarda yaşandığını kaydeden Tek, akran zorbalığına uğrayan çocukların okulu bırakmada daha eğilimli olduğunu vurguladı. Tek,” Bahsettiğim bu ‘akran zorbalığı’ toplumumuzda yaygınlaşmış olan mülteci nefretinin yansımasıdır. Bu nefreti ailede duyuyorlar, görüyorlar ve bunu bu gruplara yansıtıyorlar. Bizim en çok karşılaştığımız şey dediğim gibi ‘akran zorbalığı’dır. Ancak akran zorbalığına yönelik daha fazla çalışma yapılması ve bu alanın desteklenmesi gerekiyor. Çünkü akran zorbalığı çocuklarda okulu bırakma yönünde büyük bir risk olarak ortaya çıkıyor. Çocuklarda hem akran zorbalığı hem de ekonomik zorluklar okulu bırakmalarına neden oluyor. Onların iyi olma hallerini desteklemek için çalışıyoruz. Bu sadece okullar içinde ve projeler ile giderilebilecek bir sorun değil, toplumsal olarak çok yaygın olan mülteci nefretinin ortadan kalkması gerekiyor. Bu neden ile  temel sorun, mülteci nefretidir” dedi.
‘Salgın nedeniyle merkezimiz online eğitime geçmek zorunda kaldık’
Tek, salgın nedeniyle merkezin kapatıldığını ve online eğitime geçtiklerini belirterek şunları söyledi: “Ailelerle birlikte çocuk gelişimi, çocuk iletişimi gibi konularda bilgilendirme oturumları yapıyoruz. Psiko sosyal türündeki faaliyetler yüz yüze olmayacağı için online olarak vermek zorunda kaldık. Bunun yanı sıra bire bir eğitim dışında Youtube üzerinden istenildiği zaman ulaşılabilsin diye videolar hazırlıyoruz. Bu dönem çocuklar için çok zor bir dönem. EBA üzerinden eğitim var . Bu iyi bir şey ama  çocukların kapalı alanda kalması çok zor bir durum. Çocukların psikolojik olarak çok sıkıldıkları ve bunaldıkları için şiddete meyilli olduğunu ailelerinden duyuyoruz. Bizler de evde çocukların neler yapabileceği üzerinden ailelerle görüşüyoruz. Esra Aydın

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *