ANASAYFA arrow right Güncel

Çiftçinin traktörü, tarlası ve ahırındaki ineklere kadar haciz konuldu

Çiftçinin traktörü, tarlası ve ahırındaki ineklere kadar haciz konuldu
YAYINLAMA: 15 Mayıs 2022 / 20.09
GÜNCELLEME: 15 Mayıs 2022 / 20.09
Şahinbey Ziraat Odası Başkanı Ali Çolak, 14 Mayıs Çiftçiler Günü açıklamasında, Gaziantep’in Mart ayında aşırı soğuklara teslim olduğunu ve Nisan ayında bahar yağışlarının istenilen zamanda gelmemesinden dolayı hububat alanlarının zarar gördüğünü söyledi.

Çiftçilerin bankalara olan borçlarının sürekli arttığını, hatta borcunu ödeyemeyen birçok çiftçinin traktörüne, tarlasına ve ahırlarındaki ineklere kadar haciz nedeniyle el konulduğunu söyledi. “Hükümetimize büyük görev düşüyor. Çiftçinin borçları mutlaka faizsiz 5 yıla yayılmalı. Çünkü çiftçinin traktörü ve toprağı olmazsa üretim, hayvanı olmazsa hayvancılık yapamaz. Bu da büyük bir tehlike oluşturuyor” uyarısında bulundu.

At, öküz alıp, kara sabana geri dönmek zorunda kalacağız

14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nün buruk kutlandığını kaydeden Çolak, çiftçilerin artan girdi maliyetlerinin altından kalkamayacak duruma geldiğine dikkat çekti. “Girdi maliyetlerinin artmasının yanı sıra bölgesel olarak kurak bir yıl geçirdik. Artık her yıl bir önceki yıla göre daha kurak geçiyor. Dolayısıyla çiftçiler üretim yapamaz hale geldi. Gübrenin yanı sıra mazot da çiftçinin belini büktü. Geçen yıl 6-7 lira olan mazot 22-23 liraya çıktı. Eskiden olduğu gibi ya at ya öküz alıp kara sabana geri dönmek zorunda kalacağız” şeklinde konuştu.

Köylerde 50-55 yaşın altında çiftçi yok

Başkan Çolak, çiftçi sayısının giderek azaldığını bununda ülke tarımı açısından büyük tehlike arz ettiğine dikkat çekti. “Köylerde 50-55 yaşın altında çiftçi yok. 50-55 yaşında olan çiftçilerimiz 10 yıl daha üretim yaptığını ve genç neslinde tarıma rağbet etmediğini düşünürsek tarlalarımızı nasıl ekeceğiz, üretim yapacağız, insanların karınını doyuracağız. O nedenle devletinin çiftçiyi köyde tutma adına ne gerekiyorsa yapması lazım. Geçmiş dönemlerde tarım bakımından kendi kendimize yetebiliyorken, şimdi Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş bizi kara kara düşündürüyor. Çünkü arpa, buğday, mısırda bu ülkelere bağımlı hale geldik. Tarlamız ve toprağımız var, neden bu ülkelere bağımlı kalıyoruz?” diye sordu.

Zamanında ödenmeyen desteklemenin çiftçi için hiçbir kıymeti yok

“Çiftçilere mazot ve gübre desteklemesi adı altında yılda bir kez destekleme yapılıyor” ifadelerini kullanan Şahinbey Ziraat Odası Başkanı Ali Çolak, “Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım ‘Yüzde 50’si sizden yüzde 50’si bizden’ denildi. Ancak mazot ve gübre desteklemeleri kesinlikle yüzde 50’yi karşılamıyor, destek ancak yüzde 20’sini karşılıyor ve bu da zamanında ödenmiyor. 2021 yılının mazot ve gübre desteklemesini 2022 yılının mart ve nisan ayında yapıldı, ancak çiftçi bu para eylül ve ekim aylarında alması lazım. Bu dönemde ödenmeyen desteklemenin çiftçi için hiçbir kıymeti kalmıyor. Üretimi artırmak ve desteklemek istiyorsak çiftçinin ihtiyacı olduğu zamanda mazot ve gübre parası ödenmeli” dedi.

Fırat suyuna 200 metre uzaklıktaki fıstık ağacı susuzluktan kuruyor

Başkan Çolak, kuraklığın çiftçinin kaderi olmaması gerektiğinin altını çizdi. “Yanı başımızdan Fırat suyu akıp başka ülkelere gidiyor. Barak Ovasında, Fırat suyuna 200 metre uzaklıktaki fıstık ağacı susuzluktan kuruyor. Dolayısıyla bir an evvel  suyu Gaziantep çiftçisiyle buluşturması lazım. Çünkü üretimi artırmak istiyorsak yüzde 100 sulu tarıma geçmeliyiz. Şahinbey’de yüzde 8-10 arasında sulu tarım yapılıyor. Artan girdi maliyetleri bu oranı daha da aşağıya düşürecek. Kısacası kuraklık çiftçinin kaderi olmamalı ve Fırat suyunu çiftçiyle buluşturmalı” çağrısında bulundu.

Hububat bu kuraklıktan çok olumsuz etkilendi

Gaziantep’in Mart ayında aşırı soğuklara teslim olduğunu ve Nisan ayında bahar yağışlarının istenilen zamanda gelmemesinden dolayı  hububat alanlarının zarar gördüğünü söyleyen Çolak, “Mart ve Nisan ayı yağışları bölgemiz ve ülkemiz için çok büyük önem taşıyordu. Mart ayını zaten eksilerle geçirdik mevsim normallerinin üzerinde soğuklarla geçirdik. Hububat alanlarımızı soğuklar olumsuz etkiledi. Nisan ayında yağışlar bekliyorduk. Nisan ayı da kurak geçince hububat alanlarımızın durumu kötüye gitti. Güneş açtı yağmur yok. Nisan ayının ilk günlerinde yağış almış olsaydık alacağımız rekolte ikiye üçe katlardı. Geç olmasından dolayı arpa, buğday ve neredeyse mercimek de dahil olmak üzere hububat bu kuraklıktan çok olumsuz etkilendi. Ürünler artık büyüme safhasında olduğundan yağan yağmurlar hiçbir fayda sağlamadı” şeklinde konuştu. Yaşanan kuraklık sebebiyle saman üretiminde de sorun yaşandığını söyleyen Çolak, hayvan üreticilerinin saman temininde eksiklik yaşayacağını ve bu durumun da fiyatlara yansıyacağını söyledi.

Kurban bayramında da canlı hayvan sıkıntısı yaşanacak

Yem ve saman fiyatlarındaki artıştan dolayı hayvan üreticilerinin ahırlarının boş kaldığını ve bu durumun da kurban bayramında hayvan kesimi için sorun teşkil edeceğini aktaran Çolak, “Bölgemizde canlı hayvanlar için saman sıkıntısı da yaşayacağız. Arpa, buğday, mercimek boy yapmayınca saman da olmayacak. Saman olmayınca da hayvan üreticilerimiz de sıkıntı yaşayacak. Samanın kilogram fiyatı dahi 2 lira 50 kuruş oldu. Tarlalarda saman yok. Hayvan üreticileri çiftliğime hayvan koyamayacağım diyor. Sebebi de bir torba yem 300 lira olmuş. Geçen yıla bu fiyat 70-80 lira arasındaydı. Saman ve yem fiyatlarının ardından ahırlar boş kalıyor. Buna devletimiz tarafından biran önce önlem alınması lazım. Kurban bayramında da canlı hayvan sıkıntısı yaşanacak. İstediğimiz gibi hayvan bulamayacağız buna bağlı olarak da fiyatlar aşırı yükselecek. Özellikle hamile ineklerin ve süt ineklerinin kesilmemesi için önlem alınması gerekiyor” diye konuştu.

Bu sene fıstık ve zeytin üretimi de sıkıntılı

Mart ayında yaşanan soğuk hava ve nisan ayında alınamayan yağmurlardan dolayı zeytin ve fıstık ağaçlarının da zarar gördüğünü dile getiren Çolak, “Bu sene fıstık ve zeytin üretim de sıkıntılı. Mart ayında etkili olan soğuklar özellikle yeni dikilen zeytin ağaçlarının yarısından fazlasını kuruttu. Çiftçilerimiz il ve ilçe tarım müdürlüklerine ağaçlarının kuruduğu ve zarar gördüğü için dilekçe ile yazılı başvuru yaptı.  Devletimize bu konuda büyük görev düşüyor. Girdi maliyetlerindeki artış göz önünde tutularak eylül ve ekim aylarında çiftçi desteklemelerinin ulaştırılması gerekiyor. Bu yapılmazsa üretim çok daha fazla düşecek” ifadelerinde bulundu.

Gaziantep’te sebze ekim alanlarında girdi maliyetlerinin artışından dolayı yüzde 50 oranında daralma yaşandığını söyleyen Çolak, “Bölgemizde nisan ayının ilk haftasından itibaren sebze bahçeleri oluşturma dönemidir. Geçen senekine göre bu alan yüzde 50 daha düşük. Geçen yıl 20 dönüm alanda sebze bahçesi eken çiftçi bu yıl 10 dönüme düştü. Fiyatlar zaten yüksek. Üretim alanı genişletilmiş olsaydı sebze meyve fiyatları da düşürülebilirdi. Çiftçi desteklenmezse tarlasını ekecek birilerini bulamayacağız” dedi. Ali Göksular

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *