16 lira çiftçiye destek değil sadece cebine bir harçlık
Bir dönüme 25 kilogram taban, 20 kilogram da üst gübre olmak üzere toplamda 45 kilogram gübre kullanıldığını söyleyen Çolak, “Eğer 20 kilogram üst gübre kullanmazsak hiçbir verim elde edilemez. Hesapladığımızda bir dönüm tarlada kullanılan gübrenin maliyeti 106 lira. Verilen gübre desteği dönüm başına 53 liraya çıkarılmış olsaydı gerçek anlamda destek verildi, derdik. Ancak 16 lira çok gülünç bir rakam. Bu rakamlar çiftçiye bir destek değil sadece cebine bir harçlık” şeklinde konuştu.
Girdiler, haftalık yükselmeye başladı
Başkan Çolak, “Çiftçinin gübre desteklerine yüzde 100 destek verdik denilince tüm tarımı kapsaması gerekiyor. Ama devlet, desteği arpa, buğday ve yulaf olarak sınırlandırdı. Halbuki tüm tarımsal bitkilerin gübreye ihtiyacı var. Geçmiş dönemde girdi maliyetleri aylık yükselirken, şimdi haftalık yükselmeye başladı. Geçen yıl buğday fiyatları için yüzde 20 zam yapıldı denildi, ancak çiftçinin tarımsal girdilerine yüzde 70'lere varan zam geldi. Dolayısıyla çiftçinin kazancı nerede?” diye sordu.
Böyle giderse tarımsal ürünlerin tamamını ithal etmek zorunda kalacağız
Borcundan dolayı çiftçinin tarlasını satmak zorunda kaldığını kaydeden Başkan Çolak, “Satılan tarlaları tarımla alakası olmayan, üretim yapmak istemeyen sanayiciler alıyor. Tarım arazileri yatırım için atıl bir şekilde bekletiliyor. Bu da
Üretimin düşmesi anlamına gelir. Çiftçimiz tarıma küser, şehre adım atarsa köye geri döndürmesi çok zor olur. Devletimizin bu konuda acilen önemli karar alması gerekiyor. Çünkü bu şekilde devam ederse ilerleyen dönemlerde genç çiftçi kalmayacağını öngörüyoruz. Arpanın, buğdayın ve yulafın gümrük vergileri 1 Nisan’a kadar sıfırlandı. Ürün ithal edebiliriz, lakin çiftçi ithal edemeyiz. Gidişat böyle giderse tarımsal üretimlerin tamamını ithal etmek zorunda kalacağız” ifadelerine yer verdi.
Ucuza satıyorsak vatandaşın ucuza alması lazım
Ürünün para etmesi için girdi maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğini vurgulayan Şahinbey Ziraat Odası Başkanı Ali Çolak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Üretilen ürün vatandaşın sofrasına düşük fiyata değil, üç veya kat dört kat fiyatına geliyor. Bizi en çok üzen budur. Ucuza satıyorsak vatandaşın ucuza alması lazım. Üretici ile tüketici arasında bu fiyatları kimler yükseltiyor? Bunun için önlemler alınması gerekiyor.” Hüseyin Karataş
RSS