Polat, 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle yaptığı açıklamada canlıların yaşam kaynağı olan doğanın kazanç olarak görülmesini ve ticarileştirilmesini reddettiklerini belirterek, kentteki her bireyin sağlıklı bir alanda yaşama hakkının sağlanması gerektiğini vurguladı.
Dünya üzerinde yaşanan olumsuzluklara paralel olarak Türkiye’de de doğal alanları yok eden, ormanları ve meraları kaynak yaratmak adına ortadan kaldıran, kıyıların turizm uğruna yağmalanmasını hızlandıran, termik ve nükleer santralleri Türkiye’ye getiren yasal düzenlemelere ve yatırımlara hiçbir çevre kaygı gütmeden özelikle mevcut iktidar döneminde hız verildiğine dikkat çeken Polat, “Oysa Anayasamızın 56. maddesinde ‘Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir’ denilmektedir” hatırlatmasında bulundu.
‘Her bireyin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı sağlanmalı’
Temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ile enerjinin etkin kullanımı hızla yaşama geçirilmesi, fosil yakıt kullanımına belirli bir programla son verilmesi, hiçbir bilimsel değerlendirme içermeyen, yöre halkının yaşam koşullarını göz ardı eden, doğa katliamına dönüşmüş olan binlerce nehir santralı (HES) yapımından vazgeçilmesi, kıyıların doldurulmasına ve işgaline son verilmesi, orman alanları ile tarım alanları kesin olarak korunması çağrısında bulunan Polat, “Gaziantep şehrinin tarihi dokusu gözetilerek kentsel dönüşüm projeleri yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. İlimizde yıllardır devam eden alt yapı sorunları çözülmeli, her bireyin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı sağlanmalıdır. İlimizin tüm köylerine, beldelerine sağlıklı içme suyu sağlanmalıdır. Organize Sanayi Bölgelerinden çıkan atık sular arıtılmalı ve bu suların ıslahı yapılmış derelerden akışı sağlanmalı böylelikle de yeryüzü ve yeraltı suları kirlilikten arınması sağlanmalı, bu sular ile tarım yapan köylülerin, çiftçilerin sağlığı gözetilmelidir” diye konuştu.
‘Çevrenin yok edildiği bir dünyada yaşamak olanaksız’
İktidarın doğayı sadece belirli kesimlere servet aktaracak bir hammadde deposu olarak gördüğünü söyleyen Polat, “Doğayı tahrip eden projeler için hukuku hiçe saymış, yaşam alanlarını savunmaya çalışan insanların protesto gösterilerini en sert polisiye tedbirlerle bastırmaya çalışmıştır. Biz, Yeşil Sol Parti olarak; doğayı insanın mülkü olarak gören, doğal varlıkları sınırsızca ve sorumsuzca tüketen politikaları ret ediyoruz. Bizler; doğanın sahibi değil, doğanın parçası olduğumuzu ve tüm bu sorumsuz politikaların gezegenimiz adına geri dönüşü olmayacağının bilincindeyiz. Doğal değerlerin, çevrenin yok edildiği bir dünyada yaşamın sürdürülebilir olması ise olanaksızdır” şeklinde konuştu.
‘Doğanın tüm canlıların hakkı olduğunu savunuyoruz’
Polat, “Tüm canlıların yaşam kaynağı olan doğanın sadece para kazanma aracı olarak görülmesini ve ticarileştirilmesini reddediyoruz. Doğanın ticari bir mal olmadığını, tüm canlıların hakkı olduğunu savunuyoruz. İnsanın ve doğanın sömürülmediği bir dünyanın mümkün olduğu inancındayız ve bunun için her zaman her yerde mücadelemizi vereceğiz. Yeşil Sol Parti olarak; doğal varlıklarımız üzerinde, artık yargıyı da yanına alan vahşi saldırılara karşı, seslerimizi, ellerimizi, yüreklerimizi ve mücadelelerimizi birleştirme zamanıdır diyor ve tüm halkımızı, Dünya Çevre Günü'nde, yurdumuzun eşi benzeri olmayan yeşilini, biyolojik zenginliğini, zeytinini, denizini, toprak ve su varlıklarını, canlıların doğal yaşam alanlarını korumaya ve bu uğurda verilen mücadelelere katılmaya çağırıyoruz” dedi. Esra Aydın
RSS