ANASAYFA arrow right Ekonomi

Çalışanlar hastalanmaya, çalışmayanlar açlığa mahkum

Çalışanlar hastalanmaya, çalışmayanlar açlığa mahkum
YAYINLAMA: 29 Nisan 2021 / 21.04
GÜNCELLEME: 29 Nisan 2021 / 21.12
DİSK, KESK, TTB, TMMOB ve TÜMTİS Gaziantep Şubesi ile üyeleri 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı dolayısıyla Kırkayak Park’ında bir araya geldi. COVİD-19 salgını gölgesinde kutlanan 1 Mayıs’ta çeşitli sloganlar atılarak, talepler dile getirildi

DİSK Gaziantep Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, “Bugün ‘Tam kapanma’ diye sundukları önlem paketinde de işçi sınıfının ve halkın sağlığını ve gelirini değil sermayenin çıkarlarını korumaya çalışıyorlar. Çarklar dönmeye, çalışanların çoğunluğunun işe gitmeye, insanlarımız ölmeye, sağlık emekçilerimiz tükenmeye devam ediyor. Tam kapanma dedikleri önlemlerde biz yokuz.  Çalışanlar hastalanmaya, çalışmayanlar da açlığa mahkum ediliyor” dedi.

Çarklar dursun, ölümler bitsin

Kapitalist sisteminin yarattığı eşitsizliklerin ağır sonuçlarını her gün yaşadıklarını kaydeden Güdücü, “Sağlık hizmetlerinin ve güncel olarak da COVID-19 aşısının bir ticari meta haline gelmesinin bedelini insanlık ağır biçimde ödüyor. Bu koşullar altında Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu 1 Mayıs 2021’de ‘Yeni bir toplumsal sözleşme ve herkese aşı hakkı’ mücadelesini büyütme çağırısı yapıyor. Bizler, bu topraklarda yaşayanlar, aklı, bilimi, emeği ve insan yaşamını öncelemeyen bir anlayışla yönetilenler, daha ağır bedeller ödüyoruz. COVID-19 salgınıyla mücadelede dünyanın en başarısız ülkelerinden birinde hayatta kalmaya çalışıyoruz. Sermayenin ve patronların çıkarları için, akıl, bilim ve milyonların sağlığı yok sayılıyor. Buradan bir kere daha haykırıyoruz; ‘Çarklar dursun, ölümler bitsin” ifadelerini kullandı.

Göz göre göre hastalanıyoruz ölüyoruz ve tükeniyoruz

“Açık alanlarda nefes almamız yasaklanıp kapalı ortamlarda çalışmaya zorlanıyoruz” diyen Güdücü, “Ne pahasına olursa olsun ‘Çarklar dönecek’ inadıyla, insan yaşamı piyasaya kurban ediliyor. Yeterli aşı tedarik edilemiyor. Göz göre göre hastalanıyoruz, ölüyoruz ve tükeniyoruz. ‘Böyle salgın mücadelesi olmaz’ diyor ve yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz. Sadece sağlığımız değil; işimiz, aşımız ve geçimimiz de tehdit altında. Pandemide yurttaşlarına en az nakdi destek veren iki ülkeden biri Türkiye oldu. İşsizlik her gün yeni rekorlar kırıyor. Kod 29 ile tazminat bile alamadan işimizi kaybediyoruz. Milyonlarca çalışan ve ailesi ücretsiz izin dayatmasıyla günde 50 liraya yaşamaya mahkum ediliyor. Gıda enflasyonu ile milyonlar açlık sınırının altına itiliyor. Evimize gelen faturalar kabarıyor, çarşı pazar alışverişi her gün bir öncekinden daha pahalı oluyor. Uzaktan çalışma gibi esnek çalışma biçimleriyle güvencesizlik yaygınlaşıyor” değerlendirmesini yaptı.

Kod 29 ve ücretsiz izin zulmüne son verilsin

Güdücü, Pandemi sürecinde sınıfsal eşitsizliklerin yanında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin de derinleştiğinin altını çizdi. “Herkese aşı, herkese gelir desteği sağlansın, acil ve zorunlu işler dışında 4 hafta çarklar durdurulsun. Çalışırken hastalanan emekçiler için COVID-19 iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilsin. Kod 29 ve ücretsiz izin zulmüne son verilsin. İşsizlik Sigortası Fonu kaynakları patronlara değil işçilere ve işsizlere destek için kullanılsın. Asgari ücret üzerindeki tüm vergi ve kesintiler sıfırlansın. İşsizliğe karşı kamu istihdamı artırılsın, hukuksuz biçimde işten çıkarılan kamu emekçileri işlerine iade edilsin, çalışma süreleri azaltılsın. Doğa katili projelere, Kanal İstanbul’a, betona, savaşa, silahlanmaya, sermayeye değil aşıya ve sosyal desteklere ayrılsın. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınsın. Zorunlu mallarda ve elektrik, su, doğalgaz, iletişim faturalarında dolaylı vergiler sıfırlansın, fatura borçları faizsiz ertelensin” çağrısında bulundu.

Kardeşçe, yaşayacağımız yeni bir toplumsal düzen kurmak ellerimizde

DİSK Gaziantep Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Örgütlenme, özgür toplu sözleşme ve grev hakkı önündeki tüm engeller kaldırılsın. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa etkin şekilde uygulansın, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün İşyerinde Şiddete Karşı 190 sayılı sözleşmesi onaylansın. 2020 1 Mayıs’ında ifade ettiğimiz gerçek, 2021’de çok daha net bir biçimde ortadadır. Bu düzen yaşamı ve gezegeni tehdit eden büyük bir felakete dönüşmüştür. Felakete dönen bu düzen, baskılarla, yasaklarla, yalanlarla, sansürle, kışkırtılan ırkçılık ve ayrımcılıkla, toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle, kısacası zulümle ayakta tutulmak istenmektedir. Bu felakete son vermek, insanlık için yeni bir başlangıç yapmak, eşitliğin, özgürlüğün, adaletin, demokrasinin egemen olduğu, kardeşçe, barış içerisinde yaşayacağımız yeni bir toplumsal düzen kurmak ellerimizde.” Hüseyin Karataş

 

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *