Gaziantep Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Fethiye Ersoy, “Kadına yönelik şiddet ve cinayetleri durdurmak için, kaldırılması istenen İstanbul Sözleşmesi’nin harfiyen uygulanması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
Boşanmaların artmasıyla kadın cinayetlerinde de artış yaşandığı tespitini yapan Ersoy, “Çoğu cinayet; eski eşe, boşanma sürecindeki eşe, nişanlı veya evlilik düşünülen kız arkadaşa yönelik oluyor. Boşanmaların artma nedenlerinden biri de modernleşmeyle özgürlük alanı genişleyen kadının hayatına ayak uyduramayan erkekler. Ayrıca, boşanma sürecinde ve sonrasında ayrılan çiftlerin, çocuklarını görebilme ile ilgili sorunları ve kurumlar arasındaki iletişim sorunları problemleri tetikliyor” dedi.
Ersoy, evlilik birliğinin devamı için sorunları çözmek yerine emek harcamadan boşanma yolunun seçilmesinin ve sosyal medyanın yanlış şekilde kullanılmasının aile birliğini olumsuz şekilde etkiledğiinin altını çizdi. “Bunun yanı sıra basında çıkan haberlerin özendiriciliği, verilen cezaların yetersizliği ve caydırıcı olmaması, psikiyatrik problemlerin tedavisi konusunda devletin yetersiz kalması aile yapısında olumsuzluklara sebep oluyor” şeklinde konuştu.
Pandemi döneminde cinayetler arttı
Pandemi döneminde cinayetlerin arttığını sözlerine ekleyen Av. Ersoy, “Bunun en büyük sebeplerinden birisi de işsizliğin daha da artması Geçim sıkıntısı, aile içindeki huzursuzluğu tetiklemiştir. Şiddet artmış, Covid-19 salgını döneminde tedbirler çerçevesinde uygulanan yasaklarla birlikte çoğu kadın şiddet uygulayıcısıyla aynı evde izole olmak zorunda kalmıştır. Bu bağlamda Covid-19 salgınının özellikle kadınlar üzerindeki etkileri büyük olmuştur. Bu şekilde ilerlemesi durumunda da uzun yıllar boyunca yoğun çabalarla elde edilen kazanımların yok olması kaçınılmaz olacak” açıklamasını yaptı.
Gaziantep Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Fethiye Ersoy, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İstanbul’da imzaya açılmış İstanbul Sözleşmesi, Türkiye tarafından 11 Mayıs 2011’de imzalanmış, 24 Kasım 2011’de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanmış ve 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kadına yönelik şiddeti önleme konusunda İstanbul Sözleşmesi büyük önem taşımaktadır, sloganda da vurgulandığı üzere; ‘İstanbul Sözleşmesi Yaşatır.’ Aile içi şiddeti engelleme konusunda yapılacak önemli noktalar vardır. Kadına yönelik şiddet konusunda farkındalık kazandırmak için tüm topluma yönelik çeşitli eğitimler verilmeli ve gerekli yayınlarla aydınlatma çalışmaları yapılmalı, kadını birey olarak görmeyen zihniyetle mücadele için bütün eğitim müfredatlarında kadın ve erkek eşitliği anlatılmalı.”
Kadın cinayetlerinde sanığa iyi hal indirimi uygulanmamalı
Av. Ersoy, farkındalık çalışmaları yapılarak kamuoyu oluşturulması, medyada bu konulara daha çok yer verilerek gündemde tutulması, aile içi şiddetin gizli kalmasının engellenmesi, kadın cinayetlerinde sanığa iyi hal indiriminin uygulanmaması, sanığa verilen cezanın aynen çektirilmesi ve şiddet uygulayanların rehabilitasyon programlarına katılması gerektiğini kaydetti. “Kadına yönelik şiddeti önleme amacıyla, 8 Mart 2012’de kabul edilen kabul edilen 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin İzlenmesine dair kanunun içerdiği önleyici ve koruyucu tedbirlerle, kimseye bir ayrım yapmaksızın, şiddete uğrayan ve şiddete uğrama tehlikesinde olan tüm kadın ve çocukların ve ailenin korunması hedeflenmiştir. Bu kanunun uygulanmasında İstanbul Sözleşmesi esas alınacak” diye açıklamalarda bulundu. Fatma Karabacak
RSS