Dava dosyalarında yaşanan sıkıntılara değinen Korkmaz, “Biz, mağduriyetin önüne geçmeye çalıştıkça iş yoğunluğu, dosya yoğunluğu bahaneleri ile karşı karşıya kalıyoruz. Yargı kendi kendini çıkmaza sokuyor, iş yoğunluğunun nedeni haline geliyor. Kirasını alamayan şirket veya vatandaş konkordato talebinde bulunuyor, bankaya, başka şirketlere ve vatandaşlara borçlarını ödemiyor, bu durumda herkesin mağduriyeti söz konusu. 9 ay maaş almayan bir hakim, savcı veya avukat görevini yapar mı? İşi bırakır, istifa eder. Dava bitmiş kesinlik sınırının altında vatandaş parasını alacak, ancak bir engelle karşılaşıyor, gerekçeli karar aylarca yazılmıyor. Hâkime söylüyorsun olmuyor, memura söylüyorsun elden bir şey gelmiyor, yasal süre 30 gün. Birçok mahkeme tarafından bu süre ihlal ediliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Mahkemelerin yavaşlığı celse kaybına neden oluyor
Korkmaz, “Duruşmalarda bekleme süresini söylemekten dilimizde tüy bitti. Avukatların başka işi yokmuş gibi saatlerce duruşma bekliyoruz. Plansız çalışmanın faturası her defasında vatandaşa, avukata kesiliyor. Dosyanıza tanık getiriyorsunuz, duruşmaya işinden bir saat izin alıp gelen tanığı dinletemiyorsunuz. Sonraki celse 2-3 ay sonrasına atılıyor. Celse kaybına sebebiyet verenlerin avukat veya tanık değil, mahkemeler olduğunu görüyoruz” dedi.
150 bine yakın avukat derhal aşılama kapsamına alınmalı
“Avukatları yargının kurucu unsuru olarak tanıtırlar, iş eyleme geldiğinde avukatlar yargının üvey evladı olur” diyen Korkmaz, “Adalet Bakanlığı personelinin tamamı için aşılama başladı, ancak adliyeye her gün giden avukatlar için yaş dışında bir kriter getirilmedi. Avukatlara yapılan bu haksızlığı hiçbir zaman unutmayacağız. Adalet Bakanı da bir avukat ve bizi anlaması gerekir. Hakim ve Savcılar için adliyeye kadar gelen aşı ekiplerini avukatlar için de yönlendiremezler miydi? Aynı yere girip çıkıyoruz, aynı işi yapıyoruz, ancak sağlıkta aynı muameleyi göremiyoruz. Söz konusu sağlık olduğunda birinin canı diğerininkinden kıymetli değil. 150 bin aşı Libya’ya gönderilir, fakat adaletin gelip geçici değil, kalıcı öznesi avukata çok görülür. 150 bine yakın meslektaşımın derhal aşılama kapsamına alınması gerekiyor” açıklamasını yaptı.
Yaz kararnameleri adli tatile denk getirilmeli
Başkanvekili Korkmaz, hâkim ve savcıların tayin işlerinin adli tatilde yapılması gerektiğini kaydederken, “Geçen sene de bu konuda açıklama yapmıştık. Yaz kararnameleri Haziran ayı içerisinde yapılmaktadır. Tayin olan Hâkim veya Savcı izin alıp tayin işlerini yapmaktadır. Yerlerine görevlendirilenler dava dosyasının esasına ilişkin bir işlem yapmamakta duruşmayı ertelemektedirler. Yaz kararnameleri adli tatilde yapılmalıdır. Ülkemizde öğretmenlerin 3 ay tatili var zannedilir. Aslında Haziran kararnameleri ve adli tatil ile birlikte Hâkim ve Savcıların net 3 ay tatili var” ifadelerini kullandı. Hüseyin Karataş
RSS