ANASAYFA arrow right 20 Yıl Önce

‘Benim için siyasette kırmızı çizgi yoktur’

‘Benim için siyasette kırmızı çizgi yoktur’
YAYINLAMA: 02 Aralık 2022 / 14.19
GÜNCELLEME: 02 Aralık 2022 / 14.19
Celal Doğan aktüel’e bir lider gibi konuştu… Söyleşinin her satırında ülke politikası için net mesajlar verdi ve yine Türkiye’nin gündemine oturdu…

Haftalık aktüel dergisi, son sayısında Celal Doğan’la yapılan söyleşiye geniş yer verdi. Dergi piyasaya çıkar çıkmaz, söyleşi ile ünlü köşe yazarları yorumlar yaptı. Celal Doğan, aktüel’in sorularını yanıtlarken karizmatik vizyonunu ortaya koyarak net, korkusuz ve çarpıcı cümlelerle Türkiye’ye mesajlar verdi.

İşte röportajda bazı satır başları:

Avrupa Birliği için:

-Ben de Türkiye’nin çıkarlarının Avrupa Birliği’nde olduğuna inanıyorum. Doğu ve güney komşularımızla ticaret bölgesi için çok olumlu ama Türkiye açısından baktığınız zaman çok da önemli rakamlar değil.

Ekonomi için:

-Bana kalırsa ekonominin dört-beş yıla daha ihtiyacı var. Kısmi rahatlamalar olur, ama temel ekonomik sorunların çözümü için Türkiye’nin zamana ihtiyacı var. Bu süre içerisinde kısmi rahatlamalar olur ama temel ekonomik sorunların çözümü için hükümetin de Türkiye’nin de zamana ihtiyacı var.

Irak sorunu için:

-AKP, Orta Doğu konusunda daha aktif davranmalıydı. Söz gelimi tezkere konusunda ben olsam evet derdim. Bizim bir şekilde mutlaka orada bulunmamız gerek. Geç kalınmış bile olsa şimdi Türkiye’nin bölgeye asker göndermesinden yanayım. Eğer orada bulunursak, bölgede yaşananlar konusunda daha aktif olabiliriz.

Kürt devleti tehlikesi için:

-Orta Doğu‘da tüm dengeler değişirken Türkiye bölgeye sadece Kuzey Irak’ta kurulacak bir Kürt devleti açısından değil, daha geniş bir açıdan bakmalıydı. Mesela, Türkiye’nin de gözetiminde, desteğinde, bağımsız değil, ama federatif bir Kürt devleti bence Türkiye’ye zarar vermez. Hatta orada daha etkili olmamızı sağlar. Kürt devleti kurulursa orası bir cazibe merkezi olur diye endişe etmek anlamsız. Kendi başarısızlığınızı görmeyip başkalarının başarısını engellemek üzerine kurulu bir bölge politikası olur mu? Olursa oradaki insanları iyice kaybedersin. Evet, içinde bulunduğumuz bölge güllük gülistanlık bir bölge değil, ama ne olursa olsun, Türkiye önce kendi tercihini yapmalı. Bölge ülkeleri ile komşu olmak mı düşman olmak mı istiyoruz?

Kıbrıs için:

-Kıbrıs konusunda aslında öyle uzun uzun konuşmaya bile gerek yok. Tamam, askeri açıdan bazı endişeler olabilir, askerlerin bu konudaki uyarılarını da anlıyorum. Ama bugün kuzeyde kişi başına düşen gelir 2000, güneyde 15.000 dolar. Bu arada da Rumlar Avrupa birliğine üye oluyorlar. Hala duvarları korumanın anlamı ne? Sen o duvarı yıkmazsan halk gelir kendi yıkar. Zaten oraya doğru bir gidiş var. Yanlış yaptığını kabul etmek bir meziyettir.

Muhalefet ve sivilleşme için:

-AKP hükümeti şu an Türkiye’de tek kale top oynuyor. Muhalefet falan yok, muhalefetin bir atımlık barutu bile yok. Bizim, yani solun yapamadığını, onlar yapıyor. Çünkü sosyal demokrasi demek öncelikle sivilleşme demektir. AKP’nin Türkiye’nin sivilleşmesi konusunda attığı adımlar, Türk solunun atması gereken adımlardı. Asker üzerinden siyaset yapmakta, askerin siyasete müdahalesi de yanlıştır. Siyaseti siyasetçi yapar. Ülke yönetmek siyasetçinin işidir. Son uyum paketindeki değişikliklerle Türkiye’deki askerin, etkinliği Avrupa birliği standartlarına geldi. Bu Türkiye açısından büyük bir adımdır. Bunun öncülüğünü sol yapmalıydı. Ama bugün CHP ortada yok.

Değişim için:

Değişmemek için ya ölü ya da deli olmak gerekir. Ben de 1968’lerdeki bütün görüşlerimi muhafaza etmiyorum. Mesela o zaman özelleştirmeye şiddetle karşıydım, şimdi ulufe gibi dağıtılmadığı sürece özelleştirmeyi destekliyorum. Bankalar devletleştirilsin diyordum. Şimdi devletin tüm kamu bankalarından elini çekmesi gerektiğine inanıyorum. O günden bu yana şiddet ve demokratik haklar konusunda görüşlerim hiç değişmedi.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *