ANASAYFA arrow right 20 Yıl Önce

“Baltayı dizimize vurduk”

“Baltayı dizimize vurduk”
YAYINLAMA: 01 Ekim 2020 / 16.31
GÜNCELLEME: 01 Ekim 2020 / 16.31
Bundan 20 yıl öncesine kadar dünya piyasalarında birincisi sırada gelen Antepfıstığı, kalitesiz üretimin bedelini ağır ödüyor. Geleceği düşünmeden yapılan bozuk ürün ihracatı ve tesis yetersizliğinin Türkiye’yi dünya piyasalarından neredeyse sildiği ifade edildi.

GTO Başkan Vekili ve Fıstıkçılar Meslek Komitesi Üyesi Zeki Yağcı, Sabah’ın gündeme getirdiği -Antepfıstığı konusunun çok önem taşıdığını, yapılan açıklamaların doğru ve yerinde olduğunu belirterek, “İnsan hiç baltayı kendi ayağına vurur mu? Biz baltayı ayağımıza vurduk. Bozuk ürünlerin ihracı, Antepfıstığı’nı dünya pazarında bitirdi” dedi.

Oda olarak Antepfıstığı için yeterli olmasa bile önemli çalışmalar yaptıklarım ifade eden Yağcı, 2 yıl öncesine kadar Şam fıstığı olarak anılan Antepfıstığı'na tescil aldıklarım ve 30 yıldan bu yana fıstıkçılıkla uğraştığını söyledi.

Yağcı, “Yurt içinde ve yurt dışına gittiğimizde Antepfıstığı’nı anlattık. Antepfıstığı dünyada kentimizin adı ile özdeşleşti. Bundan 20 yıl öncesine kadar Türkiye Antepfıstığı üretimi ile dünyada ilk sıradaydı. Tüm pazarlara sahipti. 1970’li Yıllarda yalnızca ABD’ye yılda 10-15 bin ton Antepfıstığı ihracatı yapıyorduk. Ancak ihracatçılar bilinçsiz, günü kurtarmak uğruna çok kalitesiz mal gönderdi. İhraç edilen Antepfıstığı daha gemideyken bozuldu. Böyle hileli hurdalı mal ihracatından dolayı ABD Türkiye’den ve İran’dan fidan götürüp kendisi yetiştirmeye başladı. Eski ihracatçıların bugün hiçbiri piyasada yok, çünkü yapamıyorlar. Ama onlann yanlışı ve cezası bugün çekiliyor. Bindiğimiz dalı kestik. Baltayı ayağımıza vurduk. Bunlar hoş şeyler değil” diye konuştu.

Antepfıstığı’nın hile hurda yolu ile pazarları kaybettiğini belirten Yağcı, şimdi dünya piyasasına İran fıstığının hakim olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Dünyada fıstık üretiminde İran birinci, ABD ikinci olurken, Türkiye üçüncü sıraya geriledi. Oysa taştıkta biz 1980 yıllanna kadar raportör ülkeydik. Kalitesiz ürün ihracatı yüzünden başta ABD pazarını kaybettik. 1985 Yılı’nda İspanyaya mal satmaya başladık. Bizim için iyi pazardı, fakat çok sürmedi bir yıl içinde bu ülkeyi de bozuk ürün ihracatından dolayı kaybettik. Eskilerden hiç ders alınmadı. Halen de alınmıyor.”

Antepfıstığı’nın İran fıstığından çok daha lezzetli olduğunu, ancak iri olmaması nedeniyle fazla albenisi olmadığını ifade eden Yağcı, “İran fıstığı lezzetinden dolayı değil, iri olmasından dolayı piyasaya hakim. Ama Antepfıstığı iri değil, fakat yeşili fazla. Bu nedenle lezzetli. Bizim burada yapmamız gereken kendi fıstığımızın’iri cinsini ve kalitelisini üreterek dünya piyasasını tekrar ele geçirmek. Yeşil cinsi koruyarak dünyanın istediği türde fıstık yetiştirmek zorundayız. Entegre tesisler ve üreticinin bilinçlenmesi şart.

Ziraat Odaları, Fıstıkçılar Odası, Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü, Üniversite, Güneydoğubirlik ve GTO başta olmak kaydıyla tüm ilgili kurum ve kuruluşlar siyasiler üzerine düşeni yapmalı. Bu topyekün uğraş ve mücadele isteyen bir konu. Sadece bir Oda veya üreticinin yapacağı iş değil. GTO olarak biz bundan sonra da Antepfıstığı ile ilgili her türlü soruna çözüm aramaya devam edeceğiz.”

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *