ANASAYFA arrow right Güncel

Babacan: Normal bir ülkede yargı re'sen harekete geçer

Babacan: Normal bir ülkede yargı re'sen harekete geçer
YAYINLAMA: 10 Mayıs 2021 / 14.26
GÜNCELLEME: 10 Mayıs 2021 / 14.26
DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın sessizliğini eleştirdi.

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in iddialarına ilişkin ilk kez konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Normal bir ülkede yargı re'sen harekete geçer" dedi. "Bu ülkenin savcısı yok mu?" diye soran Babacan, "Cumhurbaşkanı'ndan sinyal gelirse sistem harekete geçiyor, gelmezse sessiz bekliyor" diye konuştu.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, T24'ten Murat Sabuncu'nun sorularını yanıtladı. Organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in öne sürdüğü iddialarla ilgili ilk kez konuşan Babacan, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın sessizliğini eleştirdi.

"Normal bir ülkede böyle bir şeyler ortaya döküldüğü zaman yargı re'sen harekete geçer" diyen Babacan, şöyle konuştu:

"Burada açık itiraflar var, suç tespitleri var, iddialar var. Bir, devlet reflekslerinin zayıfladığını gösteriyor. Bir de daha kötüsü, özellikle iktidar tarafından bu tür suç örgütleriyle mafyayla yakın durma, beraber hareket etme, onları kayırma, destekleme, bu tabloyu da görüyoruz.

İktidar tarafında bu tür yapılarla olan bir ilişkiyi de görüyoruz. Geçen sene yaşamadık mı? Bir suç örgütünün lideri özel bir kanuni düzenlemeyle hükümetin küçük ortağı tarafından alenen desteklenerek özel bir kanuni düzenlemeyle serbest bırakıldı. Bunu gördük ve daha sonra yapılan açıklamaları gördük. Siyasal şiddetin, sokak şiddetinin tekrar sokaklara geri döndüğünü gördük."

"Bütün bu olanlar, Türkiye'nin 90'ların karanlığına geri döndüğünü gösteriyor. Her alanda olduğu gibi" diyen Babacan, Peker'in yayınladığı videoları izlemeye dayanamadığını belirtti.

Babacan, "Şu anda öyle değil, ilişki yumağı karma karışık. Açıkçası o videoları izlemeye dayanamıyorum. Arkadaşlar gönderdiler 3-5 dakika baktım. Ya bu kabul edilecek bir şey değil. İnsanın vicdanını yaralıyor. Madem böyle bir şey ortaya dökülmüş, madem milyonlarca vatandaşımız bunları izliyor. Bu ülkenin savcısı mı yok?" diye sorarak şöyle devam etti:

"Yargıyı, yasamayı, yürütmeyi siz tek elde toplarsanız bütün sistem oradan sinyal bekliyor. 'Bakalım Cumhurbaşkanı’ndan bir sinyal gelecek mi?' Cumhurbaşkanı'ndan sinyal gelirse sistem harekete geçiyor, gelmezse sessiz bekliyor."

MHP lideri Bahçeli'yi de eleştiren Babacan, "Bugün iktidarın küçük ortağı isim isim hedef gösteriyor, gösterdiği hedefler bir süre sonra bakıyorsunuz alenen şiddet görüyor. Hukuk devletinde böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir şey kabul edilebilir mi?" dedi.

"Erdoğan niye sessiz?" diye soran Babacan, "Bu kadar önemli bir hadisede niye susuyor? Bütün bunlar ülkenin düştüğü bu acı tabloyu bize gösteriyor" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı ve bakanlara çarşı pazar dolaşmaları için 'meydan okuduğunu' belirten Babacan, "Bizim başımız dik alımız ak, rahat rahat  yürüyoruz. Rahat rahat çarşı pazar dolaşıyoruz" dedi. Babacan, şöyle devam etti:

"Şimdi çıksın sayın Cumhurbaşkanı bir çarşı pazar dolaşsın. Bağlar'ın caddesine girsin bakayım,  benim yürüdüğüm Sakarya Caddesi’nde yürüsün. Ben buradan meydan okuyorum, yürüsün. Çıksın Urfa'da çarşı pazarı bir dolaşsın. Herhangi bir bakan gitsin, ama rastgele, öyle önceden senaryo değil, öyle AK Parti'nin teşkilatlarının organize ettiği tiyatro sahneleri değil, arabadan inecek rastgele esnafı bir ziyaret edecek, rastgele bir taksi durağına oturacak. Önceden hazırlanmış senaryo değil. Gitsinler bir vatandaşı dinlesinler, boşuna konuşmasınlar. Önce şu ülkenin sorunlarını bir çözsünler."

Babacan, partisinin HDP’ye nasıl baktığı yönündeki soruyu da yanıtladı. "Hükümetin kurmaya çalıştığı bir denklem var; terör örgütü PKK eşittir HDP. Sonra PKK eşittir CHP’ye ve diğer muhalefete kadar gidiliyor. Tuzaklara düşmememiz lazım" diyen Babacan'ın yanıtı şöyle oldu:

"Yarınlarla ilgili umut siyaseti yapmıyorsanız, umut yerine korkuyla gidiyorsanız o siyaset artık bitmiş demektir. Şu da bir gerçek; PKK terör örgütünün Türkiye’deki siyasetin üzerinde bir gölge olmaması lazım. Türkiye’nin sorunlarını demokratik, meşru, özgür siyaset temelinde çözmemiz lazım. Siyasi partilerin de terör örgütlerinin etkisi altında kalmadan, özgür iradeleriyle faaliyet göstermesi lazım. Biz olaylara ‘masumiyet karinesi’ ile bakıyoruz. Suçun tanımı hukuki olur, suçun tanımı siyasi olmaz. Masumiyet karinesi açısından suçu ispat edilmemiş her siyasi partiyle oturup konuşuruz."

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *