Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), okulların önlemler alınarak açılması talebiyle kaygı ve sorunlara yönelik çözüm önerilerini paylaşmak açıklama yaptı. “Türkiye okulları kapalı olan ülkeler kategorisinin içinde yer alıyor. Kalabalık okullar, kalabalık sınıflar ve gerekli önlemlerin alınmamasıyla nedeniyle okullar neredeyse bir yıl boyunca kapalı kaldı”vurgusu yapıldı.
Gaziantep’teki toplantıda konuşan Şube Başkanı Ömer Parlakçı, “Milli Eğitim Bakanlığı’nı sağlıklı ve güvenli bir eğitim için okul açma ve salgında eğitimi sürdürme stratejilerini farklı eğitim sendikaları, veli dernekleri ve okullardaki eğitim emekçilerini içerecek biçimde katılımcı mekanizmalarla belirlemeye çağırıyor; aşı başta olmak üzere gereken tüm önlemlerin bir an önce alınmasını talep ediyoruz” dedi.
COVID-19 salgını koşullarında okulların ve üniversitelerin sağlıklı ve güvenli bir biçimde yüz yüze eğitime açılması ve eğitimin sürdürülmesi için birbiri ile ilişkili üç önlemin alınmasını gerekli olduğunu açıklayan Parlakçı, “Birincisi, toplum sağlığı için nüfusun tamamının hızlı ve yaygın bir biçimde aşılanmasıdır. İkincisi, okullarda sınıf mevcutlarının 20 öğrencinin altına düşürülmesi ve yeni eğitim emekçisi istihdamı sağlanarak başta küçük yaş grupları olmak üzere yüz yüze eğitimin başlatılmasıdır. Okul bileşenlerinin okulda önlem alma kapasitesini de geliştirerek çocukların eğitim hakkından yararlanması sağlanmalıdır. Üçüncüsü, eğitim emekçilerinin tamamının öğrenci yaş gruplarının doğurduğu risk faktörlerini dikkate alan bir planlama ile hızlı biçimde aşılanması ve sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmalarının sağlanmasıdır. Sayılan önlemlerin alınmasının ardından sağlıklı bir çalışma ve eğitim ortamında yüz yüze eğitime başlayabilmek, uzaktan öğretimin olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak eğitim emekçilerinin, öğrencilerin ve velilerimizin temel isteği” şeklinde konuştu.
MEB, herhangi bir ek önlem açıklanmadı
Başkan Parlakçı, köy okullarının açıldığının altını çizerken, “Köy okulları eskiden olduğu gibi her köyde bulunan küçük ölçekli okullar değildir. ‘En iyi okul eve en yakın olanıdır’ anlayışından uzaklaşılarak binlerce köy okulu kapatılmıştır. Var olan köy okulları, taşımalı sistemden dolayı merkezileşmiş her biri ayrı taşıma merkezli okuldur. Bu okullar öğrenci mevcudu bakımdan 100 ve 700 arasında değişen öğrenci sayısına sahiptir. Bu köy okullarında çalışan eğitim emekçileri çoğunlukla il ve ilçe merkezlerinde ikamet etmektedir ve ulaşım sorunu yaşamaktadır. Öğrenciler önceden olduğu gibi taşımalı eğitimin yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacaklar. MEB, ne yüzlerce kilometre giden öğretmenlerin ne de çocukların taşınması konusunda herhangi bir ek önlem açıklanmadı” açıklamasında bulundu.
Eğitim emekçilerinin aşılanmasına başlanmalı
Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, konuşmasını şöyle bitirdi: “Virüsün ve salgının seyriyle birlikte öğretmenlerin ulaşım ve barınma sorunları, kalabalık sınıflar, maske ve hijyen malzemelerinin temini gibi çok sayıda sorun halen çözülememiştir. Kırsal bölgelerdeki okullarda risk yokmuş gibi gösterilerek gerekli önlemler alınmadan ve okulda önlem kapasitesini geliştirmeden yüz yüze eğitime başlanmasının sonuçları ağır olabilir. Eğitim bileşenlerinin aşı takvimi düzenlenmeden, seyreltilmiş sınıf planlaması tamamlanmadan, maske ve hijyen malzemeleri konusunda kamuoyuna yeterli bilgi verilmeden, COVID-19 salgın koşullarına uygun ulaşım araçları konusundaki çalışmaların hangi düzeyde olduğu bilinmeden, öğretmen odaları çoğaltılmadan, 1 Mart’ta da 8. ve 12. sınıflarda yüz yüze eğitime geçileceği açıklanmıştır. 1 Mart tarihi yeniden gözden geçirilmeli, bir an önce eğitim emekçilerinin aşılanmasına başlanmalı, bu arada diğer bütün önlemler tam olarak alınarak ortaöğretimde de yüz yüze eğitime geçilmesi planlanmalı.” Hüseyin Karataş