Akşam saatlerinde basın mensuplarıyla bir araya gelen Babacan, Sabah Gazetesi’nin; ‘AKP’de siyasete başlarken, Türkiye’nin bu noktaya geleceğini biliyor muydunuz? Yanlışları ne zaman fark etmeye başladınız’ sorusu üzerine 2001 yılına kadar ticaret ile uğraştığını ilk defa AK Parti ile siyasete adım attığını hatırlattı. “O dönem ülkede büyük problemler vardı. Dolayısıyla o dönemki sorunları çözmek için siyasi hareketi başlatmış olduk. Fakat zaman içerisinde kuruluş ilkelerinden ve değerlerinden sapmaya başlanıldığını gördük. Problemleri işaret etmek ve yanlışları düzeltmek için ciddi bir mücadele verdik. 2009 ve 2010 yılından itibaren problemler büyümeye başlarken, 2012 ve 2013 yılından sonra ise kötüye gidiş hızlandı. Yeni insanların devreye girmesiyle artık ben ve benim gibi düşünenlerin fazla etkisi olmamaya başladı. Kuruluş ilkelerinden, değerlerinden çok daha farklı bir uygulama birçok alanda başladı. 2015 yılında bakanlık görevinden ayrıldım ve gelişmeleri izledim. DEVA Partisi’nin kurulması netleşince kamuoyuyla paylaştım” dedi.
Yoğun katılımın olduğu kongreye DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın yanı sıra, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcıları, Kurucular kurulu üyeleri, CHP, HDP, BBP, Gelecek Partisi, Millet Partisi, Saadet Partisi ve Yeniden Refah Partisi il örgütleri ile Sivil Toplum Kuruluşları, mahalle muhtarları ile partililer katıldı. Gaziantep programı yoğun olan Babacan, sabah saatlerinde gençlerle kahvaltıda buluştu, Gaziantepli esnafları ziyaret ettikten sonra Gaziantep Sanayi Odası ve Gaziantep Ticaret Odası’nda sanayici ve iş adamları ile geldi, daha sonra kentteki Sivil Toplum Kuruluşları ile bir görüşme gerçekleştirdi.
Gelinen noktada dar bir kadro ve tek karar merci ülkeyi yönetmeye çalışıyor
Babacan, “AKP ile ilk kopmanız hangi olayla oldu’ sorusuna “Çok, sıralarız tek tek ama geldiğimiz bu noktada Türkiye kötü yönetiliyor. Hem siyasi kadrolarda hem de bürokrasi de işini iyi bilen ve iyi niyetli insanların sayısı azaldı. Kararlar istişare ile alınmıyor. AK Parti’nin kuruluşunda istişare kültürü vardı, her şeyin heyeti, komisyonu veya komitesi vardı ve kararlar istişare ile alınırdı. Şu anda gelinen noktada dar bir kadro ve tek karar merci ülkeyi yönetmeye çalışıyor. Bununda altından kalkamıyorlar. Maalesef adalet ilkesinden hızla uzaklaşıldı. Adalet sadece yargının, tarafsız ve bağımsız, çalışması değil, aynı zamanda hukuk devleti olabilme ve hukukun üstünlüğü var. Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali olarak hüküm verdiği bir husus da alt mahkeme kararı tanımıyorum dedi, Cumhurbaşkanı da destek çıkan açıklamalar yaptı. Hukuk devletinde böyle bir şey olmaz” dedi.
Yanlış gördüğüm hiçbir şeye destek vermedim, savunmadım
Babacan, “Bakanlık dönemimde televizyon programları, kürsü konuşmaları, mülakatların hepsinde yanlışlara işaret ettiğimi görürsünüz. O dönemde problemlere sadece içeride değil, dışarıda da işaret ettim. Gelinen noktada şunu rahatlıkla söyleyebilirim; 2001 yılından beri yaptığım açıklamaların altına imzamı atarım. Bir çelişki, U dönüşü veya tutarsızlık göremezsiniz. Yanlış gördüğüm hiçbir şeye destek vermedim, savunmadım” ifadelerine yer verdi.
Ortak Türkiye hedefi ve hayalini inşa etmek yoğun çaba içerisindeyiz
Genel Başkan Babacan, Sabah Gazetesi’nin ‘Muhafazakar kesim için bir umut olduğunu düşünüyor musunuz?’ sorusuna ise “Bizim için her bir vatandaşımız kıymetlidir. İster kendini muhafazakar isterse liberal olarak tanımlasın, ister ben sağcıyım ve ya solcuyum desin. Bizim için hiçbir önemi yok. Şu anda Türkiye’de özgürlük, insan hakları sorunu varsa bu tüm vatandaşlarımızın sorunudur. Ekonomi ve hayat pahalılığı herkesin cebini yakıyor. Dolayısıyla bu hayat ve işsizlikten ben etkilenmiyorum diyen hiçbir kesim yok. Biz de farklı farklı kesimleri yatay kesen, ortak sorunlara ortak çözümler üretmek için yola çıktık. Vatandaşlarımız belki geçmiş siyasi tercihlerinde zor buluşuyorlar. Ama nasıl bir Türkiye hayal ediyorsun diye sorduğumuzda o ortak hayali gördük. O nedenle hangi kesim olursa olsun, Türkiye’nin hangi coğrafyası olursa olsun, ortak Türkiye hedefi ve hayali etrafında vatandaşlarımızın buluştuğunu görüyoruz ve o Türkiye’yi inşa etmek ve ulaşmak için yoğun çaba içerisindeyiz” şeklinde cevap verdi.
Gaziantep’i daha yaşanılabilir bir şehre dönüştürmek için hazırız
Babacan, Gaziantep’in sorunlarını çözmek için kadro olarak çalışmaya hazır olduklarını dile getirdi. “Gaziantep’i daha yaşanılabilir bir şehre dönüştürmek için hazırız” dedi. “Gaziantep’i sadece ekonomik olarak değil, sosyal ve kültürel açıdan da daha da ileriye götürmek için hazırız. DEVA Partisi, kadınlarla, çiftçilerle, gençlerle, emeklilerle işçilerle, esnafla eşitlik ve adalet için yola çıktık. Çözüm haritamız belli. Çözümün sözcüsü bizler olacağız. Ayrışmayacağız, ayrıştırmayacağız. Toplumu kutuplara ayırmayacağız hep beraber Türkiye’nin yaralarını saracağız. Artık Türkiye’nin ve Gaziantep’in DEVA’sı var” ifadelerini kullandı.
Sanayicilere, öngörülebilir, daha istikrarlı, bir iş ve yatırım ortamı hazırlayacağız
Gaziantep’in Türkiye’nin gözbebeği ve pek çok sektörün lideri olduğunu anlatan Babacan, Gaziantep’teki sanayi atılımı gerçek bir başarı hikayesi. Gaziantepli yatırımcılarımız tüm ülkemize örnek olacak bir başarı bugüne kadar ortaya koyuyorlar. Biz Antepli sanayicilerimize ve iş insanlarımıza daha öngörülebilir, daha istikrarlı, bir iş ve yatırım ortamı hazırlayacağız. Gaziantep sanayisinin yapısal sorunlarını çözmek en önemli öncelliğimiz olacak. Gaziantepli üreticileri katma değeri daha yüksek ileri teknolojik ürünlerine ve farklı üretim alanlarına yönlendirmek zorundayız” şeklinde ifadeler kullandı.
Gaziantep’in önemli sorunları olduğunun farkındayız
Babacan, “Gaziantep-Şanlıurfa sınırında iki büyük barajımız var. Bu barajların sula projeleriyle desteklenmesi gerekiyor ki daha çok sulamalı tarım gerçekleşebilsin. Gaziantep’in köylüsü, çiftçisi yeterli suya kavuştuğunda ülke ekonomisine şu an ki katkıdan daha fazlasını yapacaktır. Türkiye ihracatında ilk beşi zorlayan Gaziantep’in sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında gerilerde kalmasını kabul etmiyoruz. Hava kirliliği, ranta kurban edilen yeşil alanlar, trafik problemi artan nüfus karşısında yetersiz kalan altyapı hizmeti, doktor ve hastane sayısının Gaziantep’in diğer önemli sorunları olduğunun farkındayız” açıklamasını yaptı.
Özgürlükçü, katılımcı ve çoğulcu bir demokrasinin gereği ne ise onu yapacağız
Ülkenin sorunlarını çözmek için kadro olarak yola çıktıklarını belirten Babacan, DEVA Partisi’nin bir kadro hareketi olduğunun altını çizdi. “DEVA Partisi olarak 9 Mart tarihinde farklı kesimlerden, farklı dünya görüşlerinden, kimliklerden oluşan 90 kurucu üyemiz ile yola çıktık. Binlerce kişilik büyük bir aile olduk. Güçlendirilmiş parlamenter sistem ile gerçek anlamda bir hukuk devleti inşa edeceğiz. Yasama, yürütme ve yargının belli mesafede çalıştığı, hiçbir erkin diğerini baskı altına almadığı bir sistem oluşturacağız. İfade ve basın özgürlükleri başta olmak üzere tüm özgürlükleri tesis edeceğiz. Özgürlükçü, katılımcı ve çoğulcu bir demokrasinin gereği ne ise onu yapacağız” ifadelerini kullandı.
Özgür ve müreffeh bir Türkiye için çalışacağız
Demokratik bir hukuk devletine yaraşır, özgür ve müreffeh bir Türkiye için çalışacaklarını kaydeden Babacan, “Vatandaşlarımızın analarından emdikleri Aksüt kadar helal olan tüm haklarını derhal, pazarlıksız, talebe bağlı olmadan tanıyacağız. Etnik, dini, mezhebi ve kültürel çeşitliliğimizi dikkate alarak, bunları zenginlik bilerek, toplumlarda tüm farklılıkları kapsayacak ve kuşatacak bir vatandaşlık anlayışını savunuyoruz. Her türlü ayrımcılığa karşıyız. Her kesin kendini bu ülkenin eşit ve özgür bir vatandaşı hissetmesini sağlayacağız. TBMM’yi ve denetleme fonksiyonunu güçlendireceğiz. Yargıyı tarafsız ve bağımsız hale getirip sadece ve sadece halkımız için karar vermesini sağlayacağız. Söz veriyorum ve DEVA Partisi olarak taahhüt ediyoruz ki yönetiminde ve iktidarında savcılara ve hakimlere talimat telefonlara gitmeyecek. Savcılarımıza hakimlerimize notlar, pusulalar gitmeyecek. Aracılar gidip tehdit ya da teşvik uygulamayacak. Tabi ki böylesine bir bağımsızlık alanında da yargımızın gerçek anlamda tarafsız bir şekilde çalışmasını beklemekte bizim en önemli önceliğimiz olacak” açıklamasını yaptı.
KHK utancı son vereceğiz
Genel Başkan Babacan, kararnameler ile devleti yönetmeyeceklerini vurguladı. “KHK utancı var ya buna son vereceğiz. Kanun Hükmünde Kararname yani bir kararname yayınlanıyor, tek bir imzayla ve bu yayınlanan kararname kanun hükmünde, TBMM’ye ait olan bir yetki yüzde 90’ın üstünde bir temsil gücü olan 600 milletvekilinden olan bir yetkiyi alıyorsunuz ve tek bir imzayla bu bir kanun hükmünde kararnamedir deyip yayınlayıp geçiyorsunuz. Biz buna son vereceğiz” ifadelerini kullandı.
Halkın iradesi daima her şeyin üstünde tutacağız
Seçilmişleri, bağımsız ve tarafsız yargı kararları olmadan görevlerinden alınmayacaklarını kaydeden Babacan, “Halkın iradesi daima her şeyin üstünde tutacağız. Şeffaf ve denetime açık olacağız. Doğru hesaptan kaçmaz deyip, hesap vermekten kaçmayacağız. Kayırmacılık gibi devlet yönetimine nüfuz etmiş hastalıkları kökünden temizleyeceğiz. Fırsat eşitliği içerisinde, liyakat sahibi herkesin kamu kuruluşlarına girebilmesi, yükselebilmesi ve üst yönetime gelebilmesinin önünü açacağız. Devlet yönetimindeki kişilerin sadece hukuk ve etik kurallarına bağlı olmasını sağlayacağız. Kamu da işe alımlarla mülakata son vereceğiz” diye konuşma yaptı.
Hak edenin hakkını alacağı bir ülke inşa etmek için yola çıktık
“Hak edenin hakkını alacağı bir ülke inşa etmek için yola çıktık” ifadelerini kullanan Babacan, “Kadınların hayatın her alanında eşit koşullarda yer almasını için canla başla çalışacağız. Kadına yönelik şiddeti sona erdirmek için devleti alması gereken her türlü önlemi alacağız. Ekonomiyi işi bilenlere teslim edeceğiz. Dürüst ve işini iyi yapacak kişilerle çalışacağız. Kara delil haline gelen Varlık Fonunu kapatacağız. İsrafa sebep olan hiçbir politikaya geçit vermeyeceğiz. İhale ve satın alma süreçlerini tüm tarafların ve yurttaşların izleyebilmesini sağlayacağız. 84 milyondan elde edilen parayı harcıyorsanız, bugün dünyaya gelen bebeklerin bile hakkı olduğunu bilmeniz lazım” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin her köşesinde kaliteli eğitim için çalışacağız
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, konuşmasına şöyle devam etti: “Gençlerin özgür bireyler olduğunu kabul ediyoruz. Öğrencilerimizin özgürce yaşaması ve kendileri olması için gerekli ortamı sağlayacağız. Devletin yapması gereken fırsat eşitliği içerisinde gençlerin önünü açmak, sahip oldukları yetenek ve becerileri daha da geliştirebilmelerine destek olmak, geniş bir seçenek ve müfredat ile iyi bir eğitim sistemi getirmek. Türkiye’nin her köşesinde kaliteli eğitim için çalışacağız. Öğrencilerimizin ve gençlerimizin internete erişimini ücretsiz yapacağız. Ders kitaplarını ücretsiz dağıtılan bir Türkiye’den öyle bir Türkiye haline geldik ki şu anda internet kullanımı hem pahalı hem de yavaş. Ülkemiz internet hızı sıralamasında 101’inci sıradayız. Bu tamamen öncelik meselesidir.”
Gerçekçi ve çözüm odaklı stratejiler geliştireceğiz
Dış politikada akılcı ve barışçı politikalar ile ülkenin ve vatandaşlarının çıkarlarını ön planda tutacaklarını belirten DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, konuşmasını şu cümlelerle sonlandırdı: “, “Dış politikamızda dar bir ideolojik bakışa ve şahsileştirilmiş yaklaşımlara son vereceğiz. Bölgemizde ve dünyada sözümüzün gücünün artıracağız. Sözün gücü bağırmakla olmuyor. Sesim ne kadar yüksek çıkarsa, ne kadar çok bağırırsam o kadar etkili oluyor, öyle bir şey yok. Dolayısıyla az ve öz konuşacağız, ama söylediğimizi dünya dinleyecek. Göçle ilgili sorunların insani boyutunu hassasiyetle değerlendireceğiz. Çeşitli göç dalgalarının yarattığı insani ve toplumsal sorunları çözmek için uluslararası planda hakkaniyetli sorumluluk paylaşımını esas alacağız. Gerçekçi ve çözüm odaklı stratejiler geliştireceğiz.” Fatma Karabacak
RSS