ANASAYFA arrow right Yaşam

"Af girişiminin gündemde tutulması, istismarcılara teşviktir"

"Af girişiminin gündemde tutulması, istismarcılara teşviktir"
YAYINLAMA: 06 Temmuz 2020 / 19.20
GÜNCELLEME: 06 Temmuz 2020 / 19.20
237 kadın örgütü, çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarını düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 103. maddesine ilişkin, "Çocuk istismarcılarına af girişimlerinin gündemde tutulması, istismarcılara teşvik, tüm çocuklara tehdittir" dedi.

TCK 103 Çocuk İstismarı Affına Karşı Kadın Platformu üyesi 237 kadın örgütü, çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarını düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 103. maddesine ilişkin ortak bir açıklama yayımladı.

Kadın örgütleri, çocuk cinsel istismarı suçunu düzenleyen kanun ile ilgili af girişimlerini kaygı ile izlediklerini açıkladı ve bu konunun, nisan ayında İnfaz Yasası'nın TBMM'de görüşülürken de gündeme geldiğini, muhalefet partilerinin kabul etmemesi ve kadın hareketinin tepkileri üzerine girişimin ertelendiği hatırlatıldı. 

"Çocuk istismarcılarına af girişimlerinin gündemde tutulması, istismarcılara teşvik, tüm çocuklara tehdittir" denilen açıklamada şu ifadeler yer alıyor:

"Kulislere yansıdığı kadarıyla çocuk istismarcılarına af girişimi TBMM'nin Ekim ayında başlayacak yeni yasama dönemine bırakılmıştır. Ancak 2016'da bu maddeye ilişkin değişiklik önerisi Meclis gündemine bir gece yarısı getirildiği için, TBMM'nin açık olduğu 15 Temmuz 2020 tarihine kadar bizlerin tedirginliği sürecek.

"Af girişimi bir daha asla gündeme gelmemeli"

Ancak bu af girişimi ertelenmekle kalmamalı; bir daha asla gündeme gelmemek üzere siyasetin, kamuoyunun ve Meclis'in gündeminden tamamen çıkartılmalıdır.

Çünkü bu af söylentisi olduğu sürece;

TCK'daki 15 yaş altı çocuklarla hiçbir koşulda cinsel ilişkiye girilemeyeceği ve Türk Medeni Kanunu'nda 17 yaşın altında evlilik yapılamayacağı konusundaki yasal düzenlemeler kağıt üzerinde kalıyor, uygulanmıyor, uygulanamıyor. Gençler, aileler bu yasalar yokmuş gibi yaşamaya devam ediyor.

Çocuk cinsel istismarcıları sıfır yaşından başlayarak kız çocuklarının cinsel istismarı ve cinsel sömürüsü konusunda kendilerini özgür hissediyor. İşledikleri suçtan mahkum olsalar bile, kız çocuğunu ya da ailesini ikna edip resmi nikah yaptırmayı ve çıkacak bir af ile o kız çocuğuna beş yıl süreyle tecavüze devam etmeyi düşünebiliyorlar.

Yargı mensupları da bu gündemden etkileniyor; sadece ailelerin "Onlar birbirini seviyor, evlendireceğiz" benzeri beyanlarına dayanarak 12-13 yaşındaki kız çocuklarının cinsel istismarı davalarında bile beraat kararları verilebiliyorlar.

Kamuoyu algısı üzerinde oluşturulan etki sonucu, çocuk cinsel istismarı, çocuk yaşta evlendirmeler konusundan ya da "düğün adı altındaki tecavüz törenleri"nden haberdar ya da bunlara tanık olanların ihbar etmesinin önüne geçilmiş oluyor.

Çocuk yaşta evlendirmelerin devam etmesine, çeşitli kişi ve kurumların, kız çocuklarının evlendirilme yaşının 12 hatta 9 olabileceği yönündeki propagandalarının sürüp gitmesine neden oluyor. Böylece yürürlükteki Türk Ceza Kanunu ve Türk Medeni Kanunu parça parça yürürlükten kalkıyor; kadınların ve kız çocuklarının aleyhine işleyen fiili bir hukuk sistemi yaratılıyor.

"Ayrımcılığı körükleyen söylemler son bulsun"

Bu nedenle, çocuk cinsel istismarcılarına af girişimlerini ertelemenizi değil; bu niyetinizden derhal ve tamamen vazgeçmenizi ve bunu kamuoyuna ilan etmenizi bekliyoruz."

237 kadın örgütü taleplerini ise şöyle sıraladı:

"Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet ile ayrımcılığı körükleyen bu söylemlerinize son verin;

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasayı uygulayın;

Çocuk istismarcılarına af çıkarmak, adındaki İstanbul kelimesi kadar "yerli ve milli ama bir o kadar da evrensel" bir sözleşmeden Türkiye'nin imzasını çekmek gibi; kadına karşı şiddetle mücadeleden vazgeçildiğinin ilanı anlamına gelecek, toplum vicdanını yaralayacak çılgın projelerden derhal vazgeçin diyoruz."

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *