ANASAYFA arrow right Ekonomi

16 milyon insan açlık, 50 milyon yoksulluk sınırı altında yaşıyor

16 milyon insan açlık, 50 milyon yoksulluk sınırı altında yaşıyor
YAYINLAMA: 19 Ağustos 2021 / 19.23
GÜNCELLEME: 19 Ağustos 2021 / 19.39

KESK tarafından yapılan açıklamada, “Türkiye’de 84 milyonluk nüfusun 16 milyonuna açlık sınırı altında, 50 milyonuna yoksulluk sınırı altında bir yaşam düştü. Üretime değil, borçlanmaya, betonlaşmaya dayalı insan ve doğa düşmanı model her gün daha yıkıcı hale geldi. Kamucu anlayışta, sosyal devlette koskoca gedikler açıldı. Bunun bedelini de söndürülemeyen yangınlarla, her gün bir yerde ortaya çıkan sellerle, felaketlerle hepimiz ödedik. Ödemeye de devam ediyoruz” denildi. 

KESK Dönem Sözcüsü Ömer Parlakçı, “Bilin ki bu dönem diğer konfederasyonların özellikle maaş artışı tekliflerinde KESK’in teklifine yakın rakamlar sunar pozisyona gelmesi sizin tabandan yarattığınız baskının eseridir. Ancak bu yeterli değildir. Aslolan, ekonomik, sosyal, özlük haklarımızda yaşadığımız kayıpların doruk noktasına çıktığı bu kritik dönemde taleplerimiz için birlikte mücadelenin yine tabandan büyütülmesidir. Bu karanlık tablodan tek çıkış yolu yetkinin asıl sahiplerinin kamu emekçilerinin ve emekliklerinin ortak sorunları için bir araya gelmesinden, “hak verilmez mücadele ile alınır” ilkesi ile ortak mücadeleyi yükseltmesinden geçmektedir. Bunun için ayrım yapmaksızın hepinizi insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli istihdam- güvenli gelecek, demokratik- adil bir çalışma yaşamı, halktan yana bir kamu hizmeti, grev hakkımızın önündeki engellerin kaldırıldığı gerçek bir toplu pazarlık sistemi için birlikte mücadele etmeye, omuz omuza vermeye çağırıyoruz” dedi.

İki yılda kamu emekçilerinin maaşlarında yaşanan artış yüzde 29,85’te kaldı

“2012’de başlanan toplu sözleşme sürecinden bugüne aradan geçen 9 yılda ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan dolar 450 dolar azaldı” diyen Parlakçı, “Yine son dokuz yılda hem açlık hem de yoksulluk sınırı yüzde 216 artarken en düşük maaşta yaşanan artış yüzde 174’te kalmıştır. Son beş yılda ortalama maaşla alınan çeyrek altın sayısı 6,5 adet azalmıştır. Pandemi süreci ile birlikte kayıplarımız katlanarak artmıştır. Son iki yılda kamu emekçilerinin maaşlarında yaşanan artış yüzde 29,85 ‘te kalmıştır. İğneden ipliğe zam yağmuru devam etmiştir. Son iki yılda elektrikten doğalgaza, süt ürünlerinden sıvı yağa, meyve- sebzeden bakliyat ürünlerine kadar temel tüketim maddelerinin fiyatlarında yaşanan artış yüzde 70'i, son iki yılda hem açlık hem de yoksulluk sınırı yüzde 38,6’ı geçti” değerlendirmesini yaptı.

Pandemi sürecinde daha fazla derinleşen kriz sonucunda gıda, barınma, su, ısınma gibi en temel giderlerini karşılamakta zorlanan tüm yurttaşlara temel gelir güvencesinin verilmesini isteyen Dönem Sözcüsü Parlakçı, “Her felaketten sonra vatandaşlarına IBAN veren değil, zor durumdaki vatandaşlarına yardım için IBAN isteyen bir ülkede yaşamak, asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını, halktan yana bir kamu hizmeti istiyoruz.  Dar gelirli milyonlarca vatandaşımızın sağlık ve eğitim başta olmak üzere tüm kamu hizmetlerine parasız ulaşmasının sağlanmasını ve ülkenin kanayan yarası haline gelen kadın cinayetlerinin, çocuk istismarının önüne geçilmesini istiyoruz. Bunun için İstanbul Sözleşmesi’nin tek taraflı fesih kararından vazgeçilmesini,190 sayılı ILO Şiddet ve taciz sözleşmesinin onaylanmasını istiyoruz” diye konuştu.

Gerçek bir toplu pazarlık sistemi İstiyoruz

KESK Dönem Sözcüsü Ömer Parlakçı, konuşmasını şöyle tamamladı: “İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyoruz. Hiçbir kamu emekçisi hanesi yoksulluk sınırı altında kalmasın diyoruz. Vergide adalet istiyoruz. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmasını, otomotiv sektöründe bile ÖTV indirimi yapılırken bordoluların maaşlarından-ücretlerinden peşin peşin kesilen gelir vergisinin her yıl daha fazla artırılmasına artık yeter diyoruz.  Maaşımızın cebimize girmeden buharlaşmasına neden olan Gelir Vergisi adaletsizliğine son verilmesini, boş vaatlerden, defalarca verilen sözlerin yıllarca ertelenmesinden bıktık. Güvenceli istihdam, güvenli gelecek, hiç kimsenin ayrımcılığa uğramadığı, kariyer ve liyakatin esas alındığı, sendikal hak ve özgürlüklerimizin önündeki engellerin kaldırıldığı demokratik, adil bir çalışma yaşamı ve başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemi İstiyoruz.”

KESK Batman yürüyüş kolu ile KESK Gaziantep Şubeler Platformu, TİS süreci ile ilgili SGK İl Müdürlüğü önünde ortak bir basın açıklaması yaptı. Özer Karınca

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *